Sözlerine "Yerel seçim öncesi Millet İttifakı olarak yaptığımız son mitingdeyiz. Burada çok güzel şeyler söylendi. Ama Cumhur İttifakı'nın başı görünen Sayın Erdoğan'ın, insanları ayrıştıran, insanlara iftira atan sözleri hepimizi derinden yaraladı" diye başlayan Akşener, "Bana ‘PKK'lı' dediler. Bir İçişleri Bakanı çıktı Kandil ile sözleşme imzaladığımı söyledi. Bana söylediklerinde ben onlara cevap verebilirim. Ama bizzat Sayın Erdoğan, 29 belediye meclis üyemizin 29'unun da PKK'lı olduğunu söyledi" dedi.
Akşener sözlerine şöyle devam etti:
Yeni Şafak isimli bir gazetede, 29 arkadaşımızın, isimlerini, soyadlarını ve vatandaşlık numaralarını ilan ettiler. Dün Bursa'da Muş doğumlu, askerliğini yapmış, PKK ile mücadele etmiş, Kocaeli'ne yerleşmiş kardeşim Abdullah Uçar çıktı. ‘Ben Kürt'üm, PKK'lı değilim. PKK ile mücadele ettiğimi cümle alem bilir' dedi. Bu 29 kişiden birisinin halasının oğlu şehit. Zannettiler ki korkacağız, zannettiler ki şehit yakınlarını ortada bırakacağız. Üzerimize gelinmesin diye bu kardeşlerimize sırtımızı döneceğiz. Bizi hiç tanımamışlar. Bu 29 kardeşimizin ortak özellikleri, Kürt kökenli olmaları, PKK'ya karşı mücadele etmeleri ve İYİ Partili olmaları. Ayıptır be ayıp. Bir Cumhurbaşkanı meydanlarda bunları söyleyemez. "
'KADINLARIN KAÇ ÇOCUK YAPACAĞINDAN, EKONOMİYE KADAR GİDİYOR'
Bunlar neden yapılıyor. Ekonomi konuşulmasın diye. Bu kulağı çekerseniz gözlerinizin içine bakmak zorunda kalacaklar. Yerel seçimde Cumhur İttifakı'nın adaylarının hiçbirinin sesini duyamadınız. Sayın Erdoğan her konuda bilgi sahibiymiş. Ne çok uzmanlık alanı varmış. Kadınların kaç çocuk doğuracağından başlayarak, ekonomiye kadar gidiyor. Bir insan her şeyi bilemez. Bunu iddia ederse bugünkü tablo ile karşı karşıya kalırız.
Muhtar olamaz dendi, başkan oldu. Artık bundan sonrası var mı? Bu bir belediye seçimi… Nasıl olur da bir Cumhurbaşkanı, başka bir partinin adayını tehdit eder. Buradan huzurlarınızda sesleniyorum. Mansur Yavaş da Ekrem İmamoğlu da seçilecek. Hadi görevden al da göreyim ben seni. Orkun Şıktaşlı seçilecek, Mustafa Bozbey seçilecek, İsmail Ok seçilecek.
'BU ÇANTAYLA MAMAK'A GİTMEK İSTERİM'
Sahneye çıkarken elinde getirdiği siyah çantayı kürsüye koyan Akşener şunları söyledi:
Bu çanta Yassıada'ya giderken rahmetli Menderes'in, Zincirbozan'a giderken rahmetli Demirel'in, rahmetli Ecevit'in elindeydi. Bu çanta Mamak'a giderken rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş'in elindeydi. Kadere bakın, bu çanta Pınarhisar'a giderken de Erdoğan'ın elindeydi. Pınarhisar'a giderken muktedirlere karşı boynunu eğmeyeceğini söyleyen Sayın Erdoğan, bu çantayı bugün benim elime verdi. Eğer hapsettirecekse, can baş üstüne. Buradan huzurlarınızda sesleniyorum. 1 Nisan'ı beklemeye gerek yok. Gel beni al da görelim bakalım. Ben bu çantayla Mamak'a gitmek isterim. Gerekirse ölüme giderim ölüme.
ÇANTANIN İÇİNDE NELER VAR?
Sözcü'den Saygı Öztürk'ün haberine göre, Akşener'in çantasında Kur'an-ı Kerim, Türk bayrağı, Seccade, Tesbih, İki elbise ve Başörtüsü bulunuyor.
17 yıldır adım atmadı, seçimden sonra ‘yatırıma adım atacağız' diyor. İyi de Tank Palet Fabrikası'nı peşkeş çekerken bu yatırımları, orada çalışanları düşündün mü? İki Türkiye var. Bunlardan biri, her şeyin bedava olduğu Saray sosyetesi… 12-13 uçağın var, yol parası yok, mutfak parası yok, hiçbir şey yok. Bir de bizlere bakalım. Anne işsiz, baba işsiz, çocuklar işsiz. Bunları söylediğim zaman ‘Bay Kemal yine konuşuyor' diyor. Bay Kemal ağzına fermuar mı çeksin? Bay Kemal olmak için, bayrağına vatanına sahip çıkacaksın. Bay Kemal olmak için, sabahın köründe oğluna telefon açıp, ‘Paraları sıfırladın mı' demeyeceksin. Biz memleketimizde adalet, huzur istiyoruz. Hiçbir çocuk yatağa aç girmesin, esnaf-çiftçi kazansın istiyoruz, hukuk istiyoruz."
Bir siyasetçi için en büyük onur, vatandaşa harcadığı paranın hesabını vermesidir. Hesabını verebilen kişi kul hakkı yemeyen bir kişidir. O nedenle biz Orkun başkanımıza sonuna kadar güveniyoruz. Onu 1 Nisan'da başkanlık koltuğuna oturtacaksınız. 17 yıl geçti, AKP'ye o dönemlerde oy veren vatandaşlarımız, bunları 17 yıl omuzlarınızda taşıdınız. Dediler ki ‘tek başımıza iktidar olmak istiyoruz', tek başlarına yönettiler. Vali, kaymakam, rektör ne istedilerse her istedikleri oldu. Referandum öncesi ‘Ben Cumhurbaşkanı olayım, bakın faizler dolar nasıl düşecek, bakın memleket nasıl uçacak' dedi. Doğru memleket uçtu. Freni patlamış kamyon gibi, yokuş aşağı gidiyoruz. 17 yılda 2 trilyondan fazla vergi topladılar. 70 milyar dolar özelleştirme yaptılar, 500 milyar da borçlandılar. Şimdi şunu sor vatandaşım: ‘17 yılın sonunda bütün hükümetlerden fazla para harcadın, beni neden soğan kuyruğuna soktun.
SIKTAŞLI: BETONA YATIRIMI BIRAKIP TARIMI DESTEKLEYECEĞİZ
Sevgili Manisalılar iki gün sonraki seçime hazır mıyız? İnşallah Mart'ın sonu bahar… İnşallah 1 Nisan'ın ardından bambaşka bir Manisa'yı kurmak için birlikte çalışacağız. Betona yatırım yapmayı bırakıp tarımı ve hayvancılığı destekleyeceğiz. Bizim bakış açımız, insanımızın zenginleşmesi üzerine olacak. Biz kendine yeten Manisa'yı kurduğumuzda, diğer iller de kendilerine yettiğinde, kendine yeter bir Türkiye olacak. Bizim belediyecilik anlayışımızda, yandaş anlayışı olmayacak. Akrabalarını işe aldıran bir belediyecilik anlayışımız olmayacak. Üreticinin ürününü alıp satarak aradaki farkı üreticiye vereceğiz. Çıkan çek yasası ile çiftçimiz nefes alamaz hale geldi. Hemen yanımızda, Aydın ve İzmir Büyükşehir belediyeleri var. 68 beldemiz var hepsine ayak bastım. Ama 2 bin 500, 3 bin nüfuslu yerler 300-400 nüfusa düşmüş, köye dönüşmüş. Hak, hukuk, adalet diyorum ve sözü iki büyüğümüze bırakıyorum."