Süleyman Soylu, dünyanın bütün mazlumlarının gözünü bu seçime çevirdiğini aktararak, "Bu millet dünyanın her köşesine yardım elini uzatıyor. Yeter ki biz, güçlü, kuvvetli ve kudretli olalım. Bu seçim çok önemli. Bu millet, çok ama çok sıkıntı yaşadı ve çok badireler atlattı, çok maliyet ödedi. Başbakanlar, bakanlara asıldı. IMF'nin kapısında diz çöken Türkiye oluşturdular. Milletin, 50 gramlık oy pusulası bu kaderi değiştirdi. 'İktidar olursunuz ama muktedir olamazsınız' dediler. Niçin huzurunuzdayım biliyor musunuz? Size teşekkür etmeye geldim. 'İktidar olursunuz ama muktedir olamazsınız' diyenlere haykırdığınız için. O muktedir olmamızı istemeyenlere siz en güzel cevabı verdiniz" diye konuştu.
'ERDOĞAN OLMASAYDI O DEVLET ORADA KURULMUŞTU'
Yaklaşık 1.5 yıl önce Irak'ın kuzeyinde bir devlet kurulmak istendiğini aktaran Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşin iç yüzünü biliyorum, eğer tek başına Tayyip Erdoğan olmasaydı o devlet orada kurulmuştu. ABD neden oraya bir üs kurdu. Niyeti Türkiye'yi rahat bırakmamak. Amerika bizi tehdit etti mi orada? Etti. Türkiye'yi eski Türkiye zannetti. Amerika bizi tehdit etmesine rağmen biz Afrin'e çatır çatır girdik mi? PKK'yı silip süpürdük mü orada. Bunu sizin desteğinizle yaptık. Erdoğan, dünyaya bir mesaj bıraktı, 'Bu coğrafyada kimseye oyun kurdurtmam' dedi. Batı, Avrupa gittiği her yeri sömürüyor. Biz, 600 yıl gittiğimiz her yere adaletle hükmettik. Hiçbir yeri sömürmedik. 318 bin 500 Suriyeli orada huzur var diye geri döndü. Biz oraya huzuru getirdik. Bizim orada okullarımız, doktorlarımız, mühendis hemşirelerimiz, polisimiz, Mehmetçiğimiz var. Biz gittiğimiz yere huzur getiririz. Zengin ve güçlü Türkiye istemiyorlar, etrafımıza huzur getirmemizi istemiyorlar. 325 PKK ve HDP'liyi, CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi kendi listelerinden koydu. Benim görevim yangını söndürmek değil, benim görevim, olaylar olmadan önce tedbir almaktır. Türkiye bir tehditle karşı karşıya bugün. Ülkemize meydan okumak için bunu yapıyorlar. Biz Kılıçdaroğlu'na, Meral Akşener'e, Temel Karamollaoğlu'na ne yaptık da Murat Karayılan onlara dost oldu da biz düşman olduk."