Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı'na aday gösterilen Selim Kotil, dört farklı sosyal medya platformu üzerinden canlı yayınla interaktif miting yaptı.
"Türkiye'nin komşusu olan Suriye ile arasını bozması, düşmanca tavra girmesi son derece yanlıştır. Maalesef, Türkiye bunu kendi menfaatleri adına değil, global menfaatler adına yapmıştır. Komşunuzda kan gövdeyi götürecek ama sizde hiçbir şey olmayacak, diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Şunu unutmayalım, Şam'ın ve Bağdat'ın bütünlüğü Ankara'nın bütünlüğü demektir. Şam'ın ve Bağdat'ın güvenliği Ankara'nın güvenliği demektir. Komşunuzda bir ateş varsa, o ateş eninde sonunda sizin topraklarınıza sıçrar. Zaten şu an gelinen nokta bunun kanıtı hükmündedir. Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş Bey Suriye'de ilk karışıklıklar çıktığı dönemde en üst perdeden bu izlenen politikanın yanlış olduğunu söyledi. Esad'ın hakkının gasp edilmeye çalışıldığını ve onun 'Hz. Hüseyin rolünde' olduğunu söylemişti. Suriye olayı, genel başkanımızı bir kere daha haklı çıkarmıştır."
'İLK OLARAK KOMŞULARLA ARAMIZ DÜZELTİLMELİ'
'KENDİ ÜLKEMİZDE YABANCI KONUMUNA DÜŞÜYORUZ'
Seçilmesi halinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak mülteciler konusunda izleyecekleri politikayı da açıklayan Kotil, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu bir genel seçim değil. İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak bu konuda yetkimiz yok. Ama yerel seçimde bu düşünceyi seslendiren insanlara oy vermeniz durumunda emin olun ki bu oylar Ankara'ya mesaj olarak iletilecektir. Bizim için önceliğimiz kendi vatandaşlarımızdır. Tabela vergilerinde Türkçe yazılı tabelalara yüzde 30 indirim, tüm yabancı tabelalara yüzde 30 zam yapacağım. Fatih'te her yer Arapça, başka yerlerde ise İngilizce tabela ile dolmuş durumda. Hoş bir görüntü olmuyor. Kendi ülkemizde yabancı konumuna düşüyoruz. Bu duruma bir nebze olsun önlem almalıyız. Ayrıca şunu belirtmek lazım, bir tek Suriye'den değil, bunun dışında pek çok Orta Doğu ve Orta Asya ülkelerinden de mülteciler İstanbul'a akın ediyor. İstanbul, mülteciler diyarına dönüştü. İstanbul'u öncelikle İstanbullunun yararlandığı bir şehir haline getirmeliyiz. İmkanlarımız el verdiği ölçüde diğer ülkelerin vatandaşları ile de ilgileniriz. Ama burada öncelik vatandaşımıza verilmek zorunda."