Cinsel ayrımcılık, taciz ve şiddete maruz kalan kadınların hikâyelerini paylaştığı #metoo (ben de) hareketine yanıt olarak hazırlanan metinde, cinsiyetçiliğin kadınlar ve erkekler arasındaki "tarihsel olarak eşit olmayan güç ilişkilerinin" tezahürü olduğu ve durumun ayrımcılığa yol açarak kadınların toplumda tam olarak gelişmesini engellediğine vurgu yapıldı.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi cinsiyetçiliği şöyle tanımladı:
"Bir kişinin veya bir grubun, çevrimiçi veya çevrimdışı olsun, kamusal alanda veya özel alanda meydana gelen cinsiyetleri nedeniyle yetersiz olduğu fikrine dayanan her türlü eylem, jest, görsel temsil, sözlü veya yazılı kelime, uygulama veya davranış"
Çoğunlukla kadınların, zaman zaman da erkeklerin her gün karşılaştıkları sorunları ele almayı amaçlayan metinde "günlük" cinsiyetçilik eylemlerinin, "fırsat ve özgürlüğünü sınırlayan bir korkutma, ayrımcılık, dışlanma ve güvensizlik ortamı yaratan" ve süreklilik içeren şiddetin bir parçası olduğu açıklandı. Cinsiyetçilik ile kadınlara yönelik şiddet arasında bağ kuruldu.