Gazeteci Veyis Ateş, Ağrı, Van, Hakkari, Şırnak, Siirt, Batman, Mardin ve Diyarbakır'da yaklaşık bir hafta geçirdiğini belirterek "Esnafla, STK temsilcileriyle, mülki idare amirleri ile kanaat önderleri ile muhtarlarla görüştüm. Kimi kayıt içi kimi kayıt dışıydı" dedi.
Ateş, "Veyis Ateş, Doğu'daki 8 kentte seçimin nabzını tuttu" başlığıyla yayımlanan haberde izlenimlerini şöyle aktardı:
"Türkiye Cumhuriyeti tarihinin son 40 yılında hep terörle andığımız, anmak durumunda kaldığımız bölge ile bu seyahatimde bende oluşan kanaatleri aşağıda madde madde sıraladım, arz edeyim:
'DEVLET KONTROLÜ TAMAMEN ELE ALMIŞ'
1) Devlet, bölgede kontrolü tamamen ele almıştır. Bunun en önemli sebebi Sayın Cumhurbaşkanı'nın iradesi ve İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu'nun kayyumlara verdiği destektir.
2) Halk, kayyum belediyeciliğinden ziyadesiyle memnun. Bir önceki seçime göre sürpriz sayılacak sonuçlar olmayacaktır belki ama devlet, kontrolu asla bırakmayacaktır, bırakmamalıdır da… Bunun türlü yolları mevcuttur.
Mardin'de, terör örgütünün açtığı çukurların kapatılmasının ardından kentteki değişim.
'PEK ÇOK HDP'Lİ KAYYUMDAN MEMNUN'
3) Doğu ve Güneydoğu'daki AK Partili bazı siyasetçilerin, siyaseti kişisel, aşiretsel menfaatler için bir araç olarak görmesi, çoğu AK Partiliyi dahi ‘Keşke kayyumla devam edilse!' noktasına itmektedir.
Diyarbakır'ın tarihi Sur İlçesi de büyük bir emek verilerek yeniden elden geçirildi.
'SİYASETÇİ KENDİ VİZYONUNU ANLATMALI'
5) AK Partili bazı belediye başkan adayları kayyumların mirası üzerinden seçmenden oy istemektedir. Bu, doğru bir yöntem değildir. Zira kayyum, geçmişi düzenlemiş ve bunu ‘devlet' adına yapmıştır. Oysaki siyaset(çi) kendi ve partisi adına gelecek vizyonunu anlatmalıdır.
6) Kayyumluk, tam da bu idarecilere göre dikilmiş kaftan gibi üstlerinde durmaktadır. Nüfuz edemeyen siyaset(çi) sebebiyle kayyumlar, olağan ve insan üstü bir gayretle çalışıp hizmet üretmektedirler. Her kesim tarafından sevilmelerinin en önemli sebebi budur.
'YENİDEN TALANA İZİN VERİLMEMELİ'
7) Seçim sonrası Hollanda örneğinde olduğu gibi ‘Belediye seçimlerinde meclis üyelik seçimi yapılsın, belediye başkanını devlet atasın' nev'inden tartışmalar başlayabilir; belki başlamalıdır da. Vergilerimizle imar edilen yerlerin, yeniden talan edilmesine müsade edilmemelidir.
8) Bölgenin dindar kesimlerinde ciddi manada bir Kürt milliyetçiliği ve beraberinde getirdiği seküler dil, gittikçe artış göstermektedir. Gerekli tedbirler alınmazsa ırkdaşlık, dindaşlığı geride bırakacaktır. Dindarlık, bu toplumu birarada tutacak yegane mayadır.
SONUÇ: Çözüm sürecinde şefkatini esirgemeyen devlet, şimdilerde daha çok kudretini göstermektedir. Gördüğüm odur ki, kudretine sığınandan şefkatini esirgemeyecektir."