Prof. Dr. Bingür Sönmez, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Sözcü'den Yüksel Şengül'ün sorularını yanıtladı.
"Doktorlar üzerindeki şiddet kabusu yüzünden 14 Mart Tıp Bayramı'nı gönlümüzce kutlayamıyoruz" diyen Sönmez, "Ne yazık ki bu konudaki şiddet artarak devam etmektedir. Savaşta bile dokunulmazlığı olan sağlık çalışanları günümüz Türkiye'sinde çok acıdır ki öldürülüyorlar. Hekim düşmanlığı bir toplumun ayıbıdır" ifadesini kullandı.
Şengül'ün sohbetin devamında yönelttiği sorular ve Sönmez'in verdiği yanıtlar şöyle:
‘RTÜK ENGEL OLMALI'
Sağlık Bakanlığı'nın sadece kayıtlara geçen raporlarına göre 2018'de Türkiye'deki hastanelerde 10-12 bin şiddet olayı meydana gelmiştir. En çok şiddete uğrayanlar hemşireler ve pratisyen hekimlerdir. Sağlıkta şiddetin bir başka utanç verici yönü ise ‘kız kardeş' anlamına gelen hemşirelerin cinsel istismara uğramalarıdır.
- Bu konuda yapılan anketler ne diyor?
İzmir Tabip Odası'nın 600 doktorla yaptığı bir anket çalışması gerçeği tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir. Ankete katılan her 2 doktordan biri meslek hayatında şiddete hedef olduğunu söylemektedir. Bunların içinde tekmeli, tokatlı, yumruklu saldıraların yanında ateşli silah, kesici ve delici aletlerin kullanılmış olduğu ifade edilmiştir.
- Doktorları hedef alan şiddet olaylarının nedenlerini konuşabilir miyiz?
Doktor-hasta sorunlarının nedenlerini şöyle sıralayabilirim: Hastanın kendi istediği ilacı ya da başkaları adına ilaç yazdırma isteği. Randevu almadan muayene olma isteği. Talep edilen filmi çektirememek veya tahlili yaptıramamak… Yeterince ilgilenilmediğine inanmak… Hastalarını ziyaret saati dışında ziyaret etmek… Odalarda birden fazla refakatçi kalma isteği…
- Size göre sürekli artan bu şiddeti tetikleyen ne olabilir?
- Bakanlık şiddet konusunda mutlaka bir şeyler yapmalı…
Sağlık Bakanlığı genelge yayınladı, doktorların darp edilme haberlerinin gizlenmesini istedi. Halk duymayınca doktora saldırı olmuyor sanki. Bu çok hatalı bir genelge, bu olmamalıydı.
- Doktor ile hasta yakınları arasındaki sorunlar şiddete dönüşmeden nasıl çözülebilir?
Unutulmamalıdır ki, sağlık çalışanları da birer kamu görevlisidir. Yasalar dışında, çalıştıkları kurumların, hizmet verdikleri hastaların, hasta yakınlarının onlara destek olması gerekmektedir. Hasta-doktor ilişkisinde mağduriyet varsa herkes hukuksal alanda hakkını arayabilir. Ceza, kişilerin uygulayacağı bir hak değildir. Aslında çözüm hukuk veya kanunda değil, kamu vicdanındadır. Birçok hastanede bu tür şikayetleri kabul eden masalar oluşturulmuştur. Devletin denetimindeki CİMER, BİMER, SABİM gibi kuruluşlar da şikayet durumunda süratle gerekeni yapmaktadır.
Tabip Odaları'nın en önemli görevlerinden biri de doktor-hasta arasındaki her yıl daha da tırmanan şiddet sorunlarının nasıl çözüleceği konusunda çalışmalar yapmaktır. Ancak son dönemde çözüm aramak yerine her saldırının ardından sadece kınama ve basın açıklaması yapmaktadırlar. Bir zamanlar bu ülkede doktora, ‘Doktor Bey' ya da ‘Doktor Hanım' gibi saygılı hitaplar kullanılırdı. Bu saygı, doktorun kimliğinde bilime, özverili emeğe gösterilirdi. Sağlık hizmeti bekleyen insanların gözünde doktorluk mesleğinin bu derece değersizleştirilmesine zemin hazırlayanları tarih hiçbir zaman affetmeyecektir. Meslek onurumuzun iade edilmesini, sivil toplum örgütlerinin ve Tabib Odaları'nın kamu spotları hazırlamasını istiyoruz. Hayvana, kadına, çevreye şiddet gibi konularda çaba harcayan sivil toplum örgütleri biraz da hekimlere zaman ayırmalıdır.