"'Kepenkleri kapattık, bittik, geçinemiyoruz, büyük alışveriş merkezleri kuruldu, kimse bize gelmiyor' diye açıklamalar yapılır. Büyük alışveriş merkezlerini kim kurdu? Hükümet. Kime oy verdiniz? Hükümete. Nasıl oluyor? Gelip güzel güzel konuşuyorlar, her türlü parlak lafları kullanıyorlar. Bir bakıyorsun esnaf sayısı giderek azalıyor. Kendi ayağına kurşun sıkan başka grup görmedim. Kendi ayağına kurşun sıkıyor.
Sizi ikinci sınıf vatandaş haline getiren siyasi partiye nasıl oy veriyorsunuz? Ben bunu anlamıyorum. Suriyeliler dükkan açıyor, vergi veriyor mu? Hayır. Ama siz veriyorsunuz, onlar Bağ-Kur primi ödüyor mu? Hayır. Ama siz ödüyorsunuz.
Nasıl bir adalettir bu, nasıl kalkınmadır bu? Buna itiraz etmeniz lazım. Sizin adınıza biz itiraz ediyoruz. Güzel, sizin adınıza biz itiraz edelim, o zaman bize destek vereceksiniz. Vereceksiniz ki biz de sizin hakkınızı sonuna kadar savunalım."
Kılıçdaroğlu, esnafın birbirini kollayan, ülkede terör ve kavga olmasını istemeyen bir topluluk olduğunu vurguladı.
'TÜRKİYE'NİN DÖNÜŞÜME İHTİYACI VAR'
Türkiye'nin kalkınma planı olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, ülke iyi, doğru, dürüst yönetilirse fakirliğin olmayacağını kaydetti.
Siyasetin bir hizmet yarışı olduğuna değinen Kılıçdaroğlu, siyasi partilerin futbol kulübü gibi değerlendirilmemesi gerektiğini anlattı.
Siyasi partilerin projelerini, hizmetlerini ortaya koyduklarını, vatandaşın da buna göre oyunu verdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Bizim A partisine ya da B partisine oy veren vatandaşı suçlama hakkımız yoktur. Oy veren vatandaşa değil, partiyi eleştiririz" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin güçlü bir dönüşüme ihtiyacı olduğuna ifade ederek, vatandaştan buna göre oy kullanmasını istedi.