,Taluk, “Seçimi kazanmanın yolunda dört faktor var. İlki strateji. Ne kadar oy alacağınızı hesaplamanız lazım. Kaç belediye, ya da kaç vekil değil. Kaç seçmen, birebir matematik. Ve oraya nasıl gideceğinizin hesabı. İkincisi liderlik, üçüncüsü algı yönetimi ve medya, dördüncüsü ise yüzyüze iletişim ve taban mobilizasyonu. Bunlar yoksa ne kadar parlak sloganın olsa da kazanamazsın” dedi.
'ECEVİT NASIL KAZANMIŞ DİYE BAKTIM, KÖY KÖY GEZMİŞ'
Şeyda Taluk, muhalefetin iyileşme gösterdiğini ama hala tam olarak bu dört ayağı tam oturtamadığını söylerken, Bülent Ecevit’in 1974-77 zaferlerinde bunların hepsinin özellikle de yüzyüze iletişimin çok iyi çalıştığını anlattı:
“Robert Kolej’den çıkan genç bir adam 12 Mart’a duyduğu tepki ile yola çıkıyor ve Demirel’in hinterland olan köylerden oy alıyor. Nasıl alıyor? Köy köy gezmiş gerçekten. Ve milliyetçiliği de Kıbrıs’ı da çok iyi kullanmış. Zamanın ruhunu anlamış ve kazanmış. Çok bariz ve başarılı bir örnek, o dönemi mutlaka yazacağım."
'AK PARTİ GENÇ KİTLEYİ OKUYAMIYOR'
Yerel seçimleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi seçimi gibi yürüttüğüne dikkat çeken Şeyda Taluk, “Ama 4.8 milyon yeni genç seçmen var ve bu gençler kendilerine bağıran, talimat veren birisine oy vermek konusunda çok tepkililer. Dijitaldeki dili anlayan, onlarla samimi ilişki kuran, sadece tweet atıp alttaki tepkilere bakan değil, onlarla konuşan lider ve parti istiyorlar” dedi.
'KÜSKÜNLER MAYIS’TA YOLA ÇIKIYOR'
'GEZİ DEĞİL KAVALA İDDİANAMESİ'
Fotoğrafın Tamamı Programının ilk bölümüne telefonla katılan siyaset bilimci Güven Gürkan Öztan da Gezi İddianamesini yorumladı. Öztan, şöyle dedi: “Anladığımız haliyle bu aslında Kavala iddianamesidir ama verilmek istenen mesaj bütün STK’lara ‘biz size izliyoruz, yabancılarla projeler yürüttüğünüzü biliyoruz. Ya bizim kurallarımıza geleceksiniz ya da sonunuz Osman Kavala gibi olur’ demektir.”