Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Güngör: Sermaye, kooperatifleri öcü gibi gösterip ithalat yaptı

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Özden Güngör, Seyr-i Sabah programında tarımın geldiği son noktayı ve fiyat artışlarının nedenlerini anlattı. Güngör, çiftçinin kurtuluşu olan sermayenin kooperatifleri öcü gibi gösterip ithalatla ürün fiyatlarını kendinin belirlediğini dile getirdi.
Sitede oku

'Tanzimde kilosu 6 TL’den satılan pirinç, geçen yıl Çin, Yunanistan ve İtalya’dan ithal edildi'
Son aylarda artan enflasyonun nedeni olarak gösterilen tarım ürünleri için geçici çözümler üretilmeye, şehirlerde tanzim satış çadırları açılmaya başlandı. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, Seyr-i Sabah programında devletin sübvanse ettiği ürünlerle satış fiyatları düşürülmeye çalışılmasının çözüm olmadığını dile getirdi. Güngör, döviz artışıyla birlikte tarımda ihtiyaç duyulan gübre ve ilaçların fiyatlarının arttığını, tarım alanlarının 3 milyon hektarın üzerinde daralmasıyla tek çıkış yolunun doğru kooperatiflerin kurulması olduğunu vurguladı:

‘SON 17 YILDA 3 MİLYON HEKTAR TARIM ARAZİSİ KAYBETTİK'

'Seçimden sonra fiyatlar yeniden artacak, soğanın kilosu 10 TL'ye çıkabilir'
"Cumhurbaşkanı üreticilerin sıkıntıda olduğunu, tarım arazilerin daraldığını söyledi. Enflasyon rakamlarının yüksek olduğunu belirtip çözeceğini ifade etti. Marketlerdeki bazı satış rakamlarının abartılı olduğunu dile getirdi. Biz 2018 yılının Ekim ayında her ürün için rapor yayınladık: Sebze, meyve, kuru baklagiller, hayvancılık… Geçmişte neydi şimdi ne, önümüzdeki yıllar ne olacak diye baktık. Tarım alanlarımız son 17 yılda 26.5 milyon hektardan 23.2 milyona düştü. 3 milyon hektarı kaybedip alanı dışına çıkarmışız. Nüfusumuz 66 milyondan 82 milyona geldi. Tarım alanı azalırsa üretim azalırsa nüfus artarsa fiyatlar yükselir dedik.

Biz Ziraat Mühendisleri Odası olarak tarım alanlarımızı koruyun, üreticimizi destekleyin, gidişat iyi değil diyoruz. Suriyelileri saymıyorum, nüfus sürekli artıp ekim alanı daralıyor. Bu insanları nasıl doyuracağız? Toprak koruma yasaları çıktı. Yine bu iktidarın bakanlıkları bunları telef ediyor. Eskişehir'de tarım alanına termik santral yapılıyor, yol yapılıyor, altın aranıyor. Biz Ziraat mühendisleri odası olarak dava açmaktan bıktık. Son 5 yılda 145 dava açtık, meslek odası olmaktan çıkıp hukuk bürosuna dönüştük. Biz de bu tarım alanlarına beton dikmeyin diyoruz. Bir taraftan nohut kuru fasulye gibi şeylerin ekim alanını azaltacak, üretimi azaltacaksınız bir yandan fiyatlar düşmesin diyeceksiniz. Küresel iklim değişikliği nedeniyle üreticimiz doğal afetlere de maruz kalıyor. Bir yandan girdi maliyetleri artıyor. Bakanlık ne yapıyor? Eksik olunca sürekli ithalat yoluna gidiyor. 2018 yılında 93 bin ton nohut ithal etmişiz, 332 bin ton kırmızı mercimek ithal etmişiz. Bunlara hep 118 milyon, 140 milyon dolar vermişiz. Başka ülkelere refah vermişiz.

Nohut ithalatı 17 yılda 432 bin tona çıkmış, 535 milyon dolar para ödemişiz. Bu para sizden ve benden çıkıyor. 5.5 milyon ton pirinç ithal edip 2.5 milyar dolar para vermişiz. Gümrük vergileri sıfırlanınca üretici ekim alanlarını kısıtlıyor.

‘GELECEK YIL KENDİMİZE YETECEK BUĞDAYI ÜRETEMEYECEĞİZ'

'Soğan ve patates tüketimi düşecek'
Buğdayın ana vatanı biziz. Biz her yıl 21 milyon ton üretim yaparsak kendimizi doyurabiliriz. Üretici desteklenmediği için 2018 yılında 20 milyon ton, ihtiyacımızın altına düştü. Bugün gübre, ilaç ve işçi maliyetleri yüksek olduğu için toplam maliyet yükseliyor. Dolar yükselince bunlar yükseliyor. Bunun spekülasyonla alakası yok. Buğday ekim alanı 2019 için düştü. Önümüzdeki yıl 18.5 milyon tona düşeceğini öngörüyoruz.

Bu artışların önüne geçmek için kooperatifçiliğe önem vereceğiz. Birçok aracıları ortadan kaldırıp bunların kanalıyla satış yapılacak. Yıllardır kooperatifleşmeye öcü diye bakılıp bir algı oluşturulmuş. Bugün kooperatiflerin devlet ve belediye desteğiyle çalışması lazım. Kooperatifler kendi başına bırakılmış. Birçok kooperatif bugün tabela olarak varlar. Bir sürü sermaye yapısı kooperatif yerine dışarıdan almayı, üstüne karını koyarak satmayı yeğliyor. İthalatların çoğu sermayenin müracaat etmesiyle çıkıyor. Tarım alanlarının daraldığını biliyor ve tedbirini alıp dışarıdan getiriyor. Bunların ekipleri var. Biz nohut getirirsek şu ülkelerden ben bunları 3 ay sonra bu fiyattan satarsam çok kar elde ederim diyor.

Çözümün tanzim olmadığını kendileri de biliyorlar. Ekim planlaması yok. Üretim olmazsa tanzimle seçim için fiyatı düşürürsünüz ama bunu görev zararı olarak satarsınız. Bir kilo domatesin maliyeti 4 lira. Nakliye yok, aracılar yok vergi yok, ÖTV ve halci parası yok tüketiciye 4 liradan veriyorsun. Patateste soğanda bakliyatta bu zararları nasıl karşılayacaksınız? Bir yerlerden patlayacak bu. Benzine 20 kuruş zam yapıp bunun zararı yine bizlerden çıkacak. Bu seçim öncesi bir seçim yatırımı. Bu konuda ciddilerse kooperatifleri desteklesinler.

‘PIRLANTA VERGİSİ SIFIR GÜBRENİN VERGİSİ YÜZDE 18'

'Gıda fiyatları belediyelerle inmez'
2006 yılında bir tarım yasası çıktı. Ben çiftçiye GSMH'nin yüzde biri kadar destek vereceğim dedi devlet. Kırsalda kalkınma olsun diye yaptılar bunu. O günden bugüne kadar hiç yüzde bir verilmedi, hep 0.3-0.4 gibi ücretler verildi. 2007'den bugüne kadar devletin vermesi gereken rakam 206 milyar TL. Ama 102.5 milyar TL vermiş. Yani 124 milyar TL alacağı var üreticinin… Çiftçi böyle desteklenebilir. Dolar Euro sürekli yükseliyor. Bu girdi maliyetlerini kaldırarak çiftçiye rahat nefes aldırmak lazım. Gübre fiyatları yüzde 100'e yakın arttı. Pırlantaya KDV oranı yüzde 0, gübreye 8-18 arası KDV ve ÖTV oranları var. Bunlarla üreticinin üretmesi mümkün değil. Çiftçi nüfusumuz sürekli düşüyor. 2002'de 2.8 milyon çiftçi varmış şimdi 2.1 milyona düşmüş. 800 bin kişi bırakmış çiftçiliği. Hayvancılık yapanlar konkordato ilan etti. Tarım alanları daralıp üretim azalırsa artan nüfusu nasıl doyuracağız?"

Yorum yaz