Hakkında iki yıl hapis cezası kararı bulunan ve 'örgüt üyesi olmak' ve 'örgüt propagandası yapmak' iddialarıyla soruşturmalar açılan Ferhat Tunç, Türkiye'den ayrıldı.
Şu anda Norveç'te bulunduğunu, yetkililerin burada kalması halinde her türlü desteği vereceklerini söylediklerini aktaran Tunç, "Ama ailem Almanya'da olduğu için oraya gideceğim" dedi.
Tunç, Türkiye'den ayrılma sebebini de şöyle açıkladı:
"Ülkeyi terk etmek yerine kendimi hapis cezasına hazırlamıştım. Ancak hapis cezasının ardından durmadılar ve ardı ardına dava açtılar. Hakkımda açılmış davaların sayısını takip etmekten zorlanmaya başladım. Cezaevine girdiğim takdirde yeniden özgür kalmam mümkün olmayacaktı. Yakın çevrem sanatıma yurt dışında daha fazla emek harcayabileceğimi düşünüyordu ki beni ikna ettiler."
Cumhuriyet'ten Mehmet Kızmaz'ın sohbetin devamında yönelttiği sorular ve Tunç'un yanıtları şöyle:
'İÇİM RAHAT AMA BURUK'
Her şeyden önce ülkenizde; ürettiğiniz, fidan diktiğiniz, nefes aldığınız, çocuk büyüttüğünüz, aşkı yaşadığınız, en yüksek sesli kahkahaları attığınız ülkenizde haksızlığa uğruyor, sadece iş veya seyahat için bulunduğunuz ülkelere yaşamaya gidiyorsunuz. Bunu deneyimleyen herkesin yüreğinde sancı olur. Sevgili dostum Ahmet Kaya'yı da sürgünde yitirdik. Bunun ne demek olduğunu az çok bilirdik ama ilk günden hissetmeye başladım. Bir suç işleyip de yolculuğa çıkmadım; yaptığım, söylediğim hiçbir şeyi adaletin, barışın hamurundan ayırmadım. Sancılı olduğum kadar güçlü, yalnız olduğum kadar kalabalık hissediyorum. Şu yaşıma kadar olan yolculuklarımın en zoruydu. Daha önce bu kadar isteksiz olduğumu anımsamıyorum. İçim rahat ama buruk.
'BÜTÜN DİKTATÖRLER YENİLDİ'
- Darbeleri yapanlar hatırlanmıyor, baskı gören sanatçıların şarkıları ise milyonlar tarafından halla dinleniliyor. Bugünler nasıl hatırlanacak, geride ne kalacak?
- Geride kalanlara, Türkiye'deki yurttaşlara ne söylemek istersiniz?
Hepimizin dirayetli olması gereken zamanlar. Çaresizliğe kapılmamamız gerekiyor. Sürgünler de kalanları yalnız hissettirmemeli; her şartta ve yerde ülkemizin bu karanlıktan kurtulması için çabalayacağız. Tutukluyken de ülkede kalırken de sürgündeyken de eğer bir kenara çekilmemişsek, hepsi zorlayıcı ama erdemli olur. Ama en zoru susmak. Kimse sessiz kalarak, bekleyerek kurtulamayacağımızı da bilmeli.