CHP tarafından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterilen Mansur Yavaş, BBC Türkçe'den Ayşe Sayın'ın sorularını yanıtladı.
Yavaş, Ankaralılardan sadece bir dönem için belediye başkanlığı istediğini ifade etti.
Belediye başkanı seçilmesi halinde, CHP'den ayrılacağı iddialarına "Bu konuda gayet netim: Görev süremin sonuna kadar CHP'de tabii ki devam edeceğim" yanıtını veren Yavaş, "Kazanamazsanız ne yapacaksınız?" sorusu üzerine de şunları söyledi:
Sayın'ın soruları ve Yavaş'ın verdiği yanıtlar şöyle:
- Ankaralı sizi uzun süredir tanıyor, Beypazarı Belediye Başkanlığınızdan tanıyor. Sonrasında MHP'den aday oldunuz, 2014'te de CHP'den adayıydınız ve tekrar CHP'nin adayısınız. Bu arada CHP'den ayrıldınız, hatta siyaseti bıraktığınız yorumlarına neden oldu. Mansur Yavaş'ı yeniden seçim sahasına döndüren etken ne oldu?
Evet. Etkenlerin en başında yerel seçimler yaklaşırken, gazetelere yansıyan seçim anketleri. AK Parti'nin anketinde de seçmenin Mansur Yavaş'ı belediye başkanı görmek istediği ortaya çıktı. CHP, MHP ve İYİ Parti'nin yaptırdığı bütün anketlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için benim ismim telaffuz edildi. Öyle olunca da açıkçası herhalde Ankara halkından bir talep var dedik ve aday olduk.
Bir muhtar seçimi neyse belediye başkanı seçimi de aynıdır. Ben öyle bakıyorum. Her seçim bu tür sözler ediliyor. Ama ertesi gün göreve kim gelirse işine bakıyor, işine devam ediyor. Gerçekten muhtarlara soruyorum, diyorum ki rakibiniz var mı? "Var" diyorlar, hem de kaç tane. Peki birbirinize böyle ağır dil kullanıyor musunuz? "Olur mu öyle şey?" diyorlar. Dolayısıyla yerel seçimlerde, belediye başkanlığı seçiminde bu tür sözlerin yapılmaması lazım. Mümkün olduğu kadar ben üslubumu bozmadan, yine Ankara halkının karşısında, sorunlarını nasıl çözeceğimi söylemekle yetiniyorum.
- Peki yerel seçimlerde çok önemli vaatleriniz var. Bir kısımı yansıdı basına, açıklıyorsunuz da…İnsanlar hangi nedenle Mansur Yavaş'ın projelerine onay versin, ya da farkınız sizin ne olacak bu seçimlerde?
Bizim birinci vazifemiz, Ankara'nın ekonomisini kalkındırmak olmalı. Şimdi büyükşehir belediyesi bunu yapabilecek güçtedir. Öncelikle bir fuar alanını yapacağız, bitireceğiz. Çünkü Ankaralı sanayici esnaf malını başka türlü pazarlayamaz. Hem yurtiçine, hem yurtdışına pazarlamanın yolu, fuar alanının bitmesidir.
Daha sonra Ulus'u yenileme projemiz var. Yenileme derken, 1900'lü yıllara geri götürecek şekilde, o görüntüyü ortaya çıkaracak şekilde. Hacıbayram, Agustus Tapınağı, Roma Hamamları ve bunu Hamamönü ile birleştirmek suretiyle, orada kocaman bir downtown denilen eski kent merkezini yenileme projesi yaptığımız zaman oradaki hayat canlanacak. Turist kaynayacak oralar.
Turizmin yanında yapmamımz gereken şeyler var, tarımı desteklemek. Kızılırmak'tan gelen bir suyumuz var. Yani Ankara'nın suyu şu anda oradan geliyor. Ancak bu 2050'de gelmesi gereken bir projeydi. Gerede projesi daha önce yapılması gerekirken, yapılmadığı için o uzun sürecek diye, panik halinde Kızılırmak'tan getirdik. Ve bugüne kadar maliyeti 1 milyar dolar. Gerede projesi devreye girdikten sonra, bu Kızılırmak projesi boşa çıkacak. Biz bu suyu Bala ve Gölbaşı arasında bin kilometrelik bir alanda sulu tarım yapılmasında kullanacağız. Sulu tarım yaptığınız zaman arpa, buğday ekerse iki misli, endüstriyel bitkiler ekerse dört misli ama tamamen sebze ekilirse tam 5 milyarlık, 6 milyarlık katkı oluyor ekonomiye.
Şöyle, belediye başkanın projesi bitmez, Ankara'nın derdi bitmez. Bunların hepsini bitireyim derseniz, zaten ömür yetmez. Ben 5 yıl içerisinde şimdiye kadar eleştirdiğimiz yanlış şeyleri ortadan kaldırıp yeni bir sistem kurup, bu arada da projelerinimizi gerçekleştirip, olması gerekeni ortaya koyduktan sonra, bir daha, bir daha yapmanın bir anlamı yok. Bir de ben gençlerin önü açılsın istiyorum. Bakın iktidar partisi dahil, büyük şehirlere aday bulunamıyor farkındaysanız. Ben üçüncü kez adayım. Sayın Özhaseki, 4-5 defa belediye başkanlığı yapmış, onu Ankara'ya getiriyorsunuz. Sayın Binali Yıldırım 5-6 defa farklı görevlerde bulunmuş, Başbakanlık, Meclis Başkanlığı dahil, onu İstanbul'a gönderiyorsunuz. Biz de gençlerin önünü açalım istiyoruz. Hem de Allah ömür verirse, torun sevelim, kendimize vakit ayıralım istiyoruz.
- Yeni büyükşehir yasası Cumhurbaşkanına belediyelere kaynak aktarma konusunda yetki veriyor. Geçenlerde sayın Cumhurbaşkanı'nın CHP'nin İstanbul adayının projeleriyle ilgili "Kimin cebinden neyle veriyorsun?" diye bir açıklaması oldu. Seçildiğiniz taktirde, böyle bir engellenme kaygısı taşır mısınız?
Bir de 2014 seçimlerinde adaylığınızda, o gece, önce kazandığınızı ilan ettiniz basın toplantısı yaptınız ve çok küçük bir oy farkıyla da seçimi kaybettiniz. Şimdi seçim güvenliği ile ilgili siz özel bir önlem alıyor musunuz?
Şöyle meşhur bir söz var. "Bir durumu değerlendirecekseniz, bu durumu değerlendirirken, rakipten başlamayın, karşı taraftan başlamayın. Önce kendi durumunuzu değerlendirin" derler. Dolayısıyla biz 2014 seçimlerinde neler yaşadığımızı biliyoruz. Öncelikle o hataları ortadan kaldıracak çalışmaları yaptık. Önce kendimizi düzeltelim, karşı tarafı sonradan düşünelim diyerek, iyi bir çalışma yaptık biz bu sefer. 12 bin 158 sandığın tamamında hem İYİ Parti'nin hem CHP'nin üyeleri var. Sabah erken saatte oraya gitmek suretiyle, sandığa oturabilirsiniz. Bunu da organize ettik.
Sonuna kadar sandığa giden, oy veren seçmenin hakkını arayacağız. Eğer bu kez de seçim tartışmalı sonuçlanırsa, insanlar eğer sandığın sonucuna güvenmezlerse, artık demokrasiye olan güvenlerini kaybediyorlar. Gitmeyecekler bir daha sandığa. Dolayısıyla bizim ıslak imzalı evraklarla birlikte net bir şekilde birkaç saat içinde ortaya koymak, halka açıklamak gibi bir görevimiz var ve başaracağız.
Size yöneltilen bir eleştiri de başlangıçta, CHP kimliğini çok dillendirmemeniz ya da CHP amblemini kullanmamanız yönündeydi. Seçimden sonra partide kalacak mısınız, partisiz mi yola devam edeceksiniz?
- Peki son bir soru sorayım: Kazanamazsanız ne yapacaksınız?
Siyaset son, yani gayet netim ben. Yeter. Yeter.