‘KÜRDİSTAN COĞRAFİ BİR TERİMDİR'
Kürdistan coğrafyası tarihsel bir konudur kültürel ve sosyolojik bir gerçekliktir. Bu tartışma bütün bunlara bakınca aslında gereksiz bir tartışmadır. Bir siyasi parti başkanı öyle bir yer yok deyince yok olmuyor. Biz Kürdistan kelimesini çok doğal bir şekilde kullanıyoruz. Bunu bir coğrafi kavram olarak kullanıyoruz, ayrı bir devlet kurmak için değil. Bir bölücülükten söz edeceksek defolup gitsinler demek bölücülüktür. İstanbul'da 4 milyona yakın Kürt vatandaşımız yaşamaktadır. Onların çok doğal bir dilidir Kürdistan demeleri. Siz İstanbul'daki Antalya, Bursa ve Kocaeli'ndeki insanları başka bir ülkeye mi göndereceksiniz? Tarih kitaplarına ve meclis tutanaklarına bakınca Kürdistan kelimesini görürsünüz.
‘MUHALEFET PARTİSİ ELBETTE İKTİDARI ELEŞTİRECEK'
Bizim hiçbir siyasi partiyle yaptığımız ittifak yoktur. Biz demokrasi için fedakarlık yapıyoruz demokrasi ve hukukun gelişmesi için yapıyoruz bunu dedik. Yerel seçimde baraj yereldedir. Orada ne oy alıyorsanız kazandınız veya kazanamadınız oluyor. Bizim batıda birçok ilde ciddi oyumuz var. Örneğin İstanbul üçüncü bölgede yüzde 10-15 arası oyumuz var. İzmir Antalya ve Mersin'de de böyle bir gerçeklik var. Biz dedik ki herhangi oyumuzun ziyan olmaması gerekiyor. Bunun için de yerel seçimlerde büyükşehir belediye başkanlıklarında kazanma ihtimalimiz olmayan yerlerde iktidarın kazanmamasını sağlamak istedik.
‘102 BELEDİYEMİZİN 96'SINA KAYYUM ATADILAR'
Sürmekte olan davalar var. Bazıları ilk mahkemelerde sonuçlandı. Daha istinaf süreçleri var. Belediye başkanlarının hiçbiri belediye döneminde yaptıkları yolsuzluk ve usulsüzlükle yargılanmadı. Cumhurbaşkanının sık sık tekrar ettiği belediye kaynaklarını Kandil'e gönderdi lafı temelsizdir. Müfettişler aylarca çalıştı, tek bir belediyede buna dair bulgu yoktur. Ama buna karşı Sayıştay raporları var: Atanmış olan kayyumların hangi yolsuzlukları yaptıkları sayılmıştır. Halkım mallarını aile fertlerine peşkeş çektiği sayılmıştır. Bunlar da yargılanmamakta. Ceza alırsa görevden alınabilir. Ama ceza almadan görevden alınıp kayyum atanmıştır. Kayyum atandıktan iki üç sene sonra bile karar çıkmamıştır. Seçimle alınamayan belediyelere böyle el kondu. 31 Mart'ta göreceğiz ki halk teveccühünü yine bizden yana kullanacak. Çünkü halk onlarla birlikte yaşayan insanlara oy verecekler. Belediyeler bizim elimizdeyken herkes kapıdan karşılanırdı kayyumdan sonra belediyelerin önüne beton bariyerler kondu ve karakola dönüştürüldü. Onlar iki kaldırım yaparlarsa halk onları destekler sandılar. Ama halkın önem verdiği her şeye hakaret edeceksiniz onları değersizleştireceksiniz ve halk sizi destekleyecek sanıyorlar. Öyle olmayacak.