Beylikdüzü'ndeki bir otelde kanaat önderleriyle bir araya gelen Soylu, geçen günlerde Mısır'da 9 gencin idam edildiği haberini aldıklarını belirterek, "Yabancı gelmedi, çünkü biz bu kısa senaryonun aynısını yaşamıştık. Mısır'daki bu idama Batı sessiz ve tepkisiz kaldı. Biz bunu da yaşamıştık. Ama asıl acıklı olan şudur; biz Mısır'da yaşananlardan çok daha büyük acıları, çok daha büyük tezgahları, çok daha büyük fitneleri, çok daha fazla sayıda gencimizin şehit haberini, idam haberini aldık. Biz çok daha fazla darbe gördük. Biz çok daha fazla darbeci gördük. Biz onlardan çok daha fazla ihanet gördük" şeklinde konuştu.
Venezüella'da yaşanan olayların ardından da aynı mahfillerin çıkacağını söyleyen Soylu, "Afyon ekimi neredeyse sıfırlanmışken Afganistan'a müdahale edip orayı dünyanın uyuşturucu tarlası haline getiren de aynı kafadır. PKK'ya silah veren, akıl veren, strateji veren, istihbarat veren de yine aynı kafadır. Yıllarca bu ülkeyi bir şekilde kontrol altında tutmak için, bir istikrarsızlık stratejisi uygulayan, atadığı büyükelçiler eliyle olsun başka kanallar aracılığıyla olsun sürekli siyaseti domine eden, IMF eliyle ekonomiyi yıllardır baygın halde tutan da yine aynı kafadır" dedi.
Soylu, seçimler dolayısıyla sahada olduklarını belirterek, şöyle devam etti:
‘ERDOĞAN VE BAHÇELİ'NİN MESELESİ, BİRİLERİNİN 31 MART SONRASINDAKİ KARANLIK HAYALLERİYLE'
‘CHP İLE HDP ARASINDAKİ İLİŞKİ DE MUĞLAK DEĞİL MUTLAKTIR'
31 Mart'ta verilecek kararın önemine değinen Soylu, "Vereceğimiz karar şudur: dağda mücadele ettiğimiz PKK'nın belediye binasından içeri girmesine izin verecek miyiz vermeyecek miyiz? Mesele bu kadar basittir, açıktır ve nettir. kimse kusura bakmasın, HDP ile PKK arasındaki ilişki muğlak değil mutlaktır. Bugün CHP ile HDP arasındaki ilişki de muğlak değil mutlaktır. Cumhur İttifakı'nın karşısındaki şer cephesinin HDP ile dirsek teması, desteği, muğlak değil mutlaktır. Bu ilişkileri başka şekilde tarif edemeyiz" dedi.
‘VERİLECEK OY, KANDİL'E ULAŞIYORSA, ELBETTE Kİ BUNA BEKA SEÇİMİ DERİZ'
"Beylikdüzü'nden verilecek oy, Kandil'e ulaşıyorsa, bu kanallar bu seçimde açılmışsa, biz elbette ki buna beka seçimi deriz ve AK Partili de olsak, Milliyetçi Hareket Partili de olsak 'burada bir milli mesele var' deyip buna ilişkin bir sorumluluk hissederiz. Efendim, Süleyman Soylu kapı kapı geziyormuş, sert konuşuyormuş da İçişleri Bakanı böyle konuşur muymuş? Evet konuşurum. Kimse kusura bakmasın; ben dağda 5 metre kar altında görev yapacak evlatlara; anne babaların bana emanet ettiği evlatlara; taziye telefonu açtığım zaman 'bakanım sen üzülme, vatan sağ olsun' diyecek kadar mangal yürekli babaların evlatlarına 'hadi aslanlarım, teröristin peşinden gidin' derken,kendim gelip şu seçimde bu kirli ittifaka iki kelime söylemezsem; HDP'yi meclise taşıyıp hem HDP'ye hem PKK'ya can suyu veren CHP'ye; Apo için yürüyen HDP'ye iki kelime etmezsem, kendimde eksiklik hissederim; o çocuklardan da bu milletten de Cenabıhak'tan da utanırım."