Bursa'da Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ile birlikte çalı mahallesinde işadamı ve KOBİ temsilcileriyle bir araya gelen Kılıçdaroğlu gündemi değerlendirdi.
CHP'ye yönelik eleştiri olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"'CHP eleştirir, hiç öneri getirmez' diyorlar. 13 maddeyi eleştirmeyi bırakın, eksik de bulmadılar. Ama dönüp bizi suçladılar. Bizim getirdiğimiz öneriler eleştirilmedi, doğrudan partinin kimliği eleştirildi. 13 maddede ne vardı. Devlette liyakat olması lazım. Devlette liyakati sağlayın. Bozuldu. Belediyelerde de liyakat olması lazım. Uzman kişilerin devlet yönetiminde, devleti, sorunları bilen, siyasi otoriteye çözüm üretendir liyakat sahibi. Uzakdoğu'da kriz çıktı, o krizin Türkiye'ye yansımalarını önce devlet bürokrasisi öneri getirir, siyasi otoriteye verir Devlette liyakat kalmadı. Devletin tasarruf yapması lazım dedik. Savurganlıktan kaçınması lazım. Sayıştay'ın denetlemesi lazım. Bakanlıkların yani sizlerin ödediği vergilerin denetlenmesi lazım. Bütün dünyada var. Bizde de olması lazım. Buna benzer 13 öneri getirdim. Hiçbirisi yapılmadı. Kriz derinleşiyor. Başta iktidar krizi, sonra kredi krizi, şimdi reel sektör kriziyle karşı karşıyayız. İşsizlik daha da artacak."
'TÜRKİYE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ SAĞLAMAK ZORUNDA'
"Türkiye'nin ve çocuklarımızın geleceği için bu şart. Ciddi stratejik dönüşümden neyi kast ediyoruz? 4 ayaklı, iç içice geçen çemberleri kast ediyoruz. Türkiye demokrasiyi geliştirmek ve hukukun üstünlüğünü sağlamak zorundadır. İnsanın can ve mal güvenliği yoksa, yatırım yapmaz. Can ve mal güvenliği yoksa, geleceği öngöremez. Can ve mal güvenliği hukukun üstünlüğü, katılımcı demokrasilerin olmazsa olmazıdır. Yargıç bağımsızlığı, düşünceyi ifade özgürlüğü böyledir. İnsanları baskı altına alır, demokrasiyi kısıtlarsanız ülkeyi büyütemezsiniz. Dünyada örneği yok. İsveç'e Norveç, Amerika, Japonya'ya bakın tamamında demokrasi gelişmiştir. Bizim de demokrasimizin gelişmesi lazım. Üreten Türkiye, Türkiye'nin üretmesi lazım. Neyi nasıl üreteceğimizi bilmeliyiz. Bütün değerlerimizi harekete geçirmeliyiz. Canlı hayvanı Arjantin, samanı Romanya'dan getirip Türkiye'de tarımla uğraşmak akla mantığa ters. Fiilen yaşıyoruz. Biz bunu üretemez miyiz? Mercimek, nohut, pirinç üretemez miyiz? Bunların hiç birisini yapamaz mıyız? Buğday, arpa dahil bunları getiriyoruz. Bir yerde sorunumuz var."