‘HEM EKMEĞİNİZİ HEM GÖNLÜNÜZÜ BU LİMANLA BESLİYORSUNUZ'
DHA'nın haberine göre, İzmir'in var olma sebebinin liman olduğunu savunan Soyer, oda üyeleriyle düzenlenen ilk buluşma toplantısının bir tanışma niteliğinde olduğunu belirterek şunları söyledi:
"1 Nisan'dan sonra çok daha fonksiyonel bir ilişki kuracağız. Niyetlerimiz ortak. Hem ekmeğinizi hem gönlünüzü bu limanla besliyorsunuz. İzmir Büyükşehir Belediyesi sizinle yol arkadaşlığı yapma mecburiyetinde. Bu iş birliğini bir büyük menfaate dönüştürecek her çalışmanın içinde olacağım."
Körfezin iyileşmesi ile ilgili sirkülasyon ve navigasyon kanalının büyük önem taşıdığını anlatan Soyer, sirkülasyon kanalının İzmir Büyükşehir Belediyesi kontrolünde iken navigasyon kanalının Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları'nın yetki ve sorumluluğunda olduğunu ifade etti.
Sirkülasyon kanalının bir yay şeklinde 800 milyon TL'lik bir proje olduğunu anlatan Soyer, navigasyon kanalının ise daha büyük gemilerin yanaşabilmesi için körfezde liman taramasını içeren 200 milyon liralık bir proje olduğunu söyledi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kendi kaynaklarıyla bu iki kanalı da açabileceğini ifade eden Soyer, "Yetki ve sorumluluğu bizde olmayan ikinci kanal için de birlikte iş birliği yapabiliriz. Sirkülasyon kanalı çalışmasında yüzülebilir körfez hayalimiz gerçeğe dönüşecek. Navigasyon kanalı da ticaret hacmini arttıracak. Her ikisi için de hazırız" diye konuştu.
Körfezin cansız, renksiz, hareketsiz hatta ölü olduğuna dikkat çeken Tunç Soyer şunları ifade etti:
"Körfez'in cıvıl cıvıl olması mümkün. Kent içi ulaşımda denizin yüzde 3 oranında kullanılması kabul edilebilir değil. Çok yoğun olmalı. Körfez'deki hat sayılarını 3 katına çıkartacağız. Yeni iskeleler Mavişehir, Salhane ve Balıklıova'da yapılacak. Hat sayısı, sefer saatleri, yeni iskelelerle körfez içindeki trafik canlanacak. Mevcut araç filomuza iki yeni feribot ekleniyor. İzmir'den Akdeniz kentlerine ulaşımı mümkün hale getireceğiz. İzmir'den Midilli'ye 2 saat 15 dakikada gidilebilecek. Sığacık'tan Samos'a 1 saatte gidilmesini mümkün kılacağız. Yelkenliler, sandallarla hatta su oyunları ile körfez cıvıl cıvıl olabilir. İzmir sahnesi körfez olan bir amfi tiyatrodur. Herkes sahneye bakar fakat sahne cansızdır. Sahneyi canlandırmamız gerekiyor. "
‘SÖRF YAPMASINI BİLMEYEN ÇOCUKLAR BİZİM İÇİN BİR EZİKLİKTİR'
Gençlerin daha çok denizle buluşmasını sağlayacaklarını söyleyen Soyer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sörf yapmasını bilmeyen çocuklar bizim için bir ezikliktir. Deniz ile ilişkileri güçlendirmeliyiz. Elimizdeki nimeti kullanabiliriz. Bu akvaryum gibi denizi yoğun kullanabiliriz. 629 kilometre kıyı uzunluğumuz, 101 kilometre plajımız var. Seferihisar'da yapılan uygulama tüm plajlarda hayata geçirilecek ve mavi bayraklı plaj sayısını arttıracağız."
Alaybey tersanesi ile ilgili süreci bilmediğini anlatan Soyer, başka bir çözümün mümkün olup olmadığını sektör temsilcilerinden öğrenmek istediğini dile getirdi. Mega yat ve küçük teknelerin yapımı için tersane ihtiyacına dikkat çeken Soyer, "Bu konuda İzmir'in büyük boşluğu var. Uygun yerler bulunmalı. Bu kentin denizcilikte daha büyük hedefleri için bu mutfağa ihtiyacı var" dedi. Deniz turizmiyle ilgili marina sayısını arttırmak istediklerini söyleyen CHP'li Soyer, marina yerlerinin tespiti konusunda meclis üyelerinden destek istedi.
Soyer konuşmasının devamında şunları anlattı:
"Turizm konusunda zavallıyız. Antalya'ya 18 milyon turist gelirken bize 1 milyon turist gelmesi çok üzücü. Bunu hak etmiyoruz. Kruvaziyer gemileriyle gelen turistin gününü nasıl geçireceği ile ilgili hazırlık yapılmalı ona seçenekler sunulmalı. İzmir'e geldiğine şükretmeli. Bir belediye başkanı her konuya hakim olamaz. Bir kenti iyi yönetmek istiyorsanız konuyu bilenlerle konuşmalısınız. Sizi bu yüzden dinleyeceğiz. Sizin rehberliğinize ihtiyacım var."
Meclis üyelerinin sorularını yanıtlayan Soyer, ring seferi ile ilgili olarak İstanbul'da kullanılan dilenci vapurunun İzmir'de de uygulanabileceğini savundu. Özellikle Bergama vapurunun bütün iskeleleri dolaşarak bir keyif aracı olabileceğini dile getiren Soyer, "Bergama vapuru körfezde sürekli dolaşabilir. Diğer katamaran tekneleri de ring seferlerine katılabilir. Marinalardan ziyade tekne park yerleri acil olarak hayata geçirilmeli" dedi.
Deniz İpek Yolu'nun yeni bir güzergah olduğunu anlatan Soyer, İzmir'in bu güzergahta yeni bir nokta olması gerektiğine dikkat çekerek kentin kaderini değiştirecek girişimler olduğunu söyledi.
Tekerlekli sandalye ile hayatını sürdüren bir katılımcının Tepeköy'den Aliağa'ya aktarmalı seferler ile ulaşım konusunda yaşadığı sıkıntıları aktarması üzerine bir değerlendirme yapan Soyer, kendisinin de tekerlekli sandalye ile ulaşım deneyimini 9 Mart saat 10.00'da yaşayacağını söyledi. Sekreteri ile birlikte birer tekerlekli sandalye ile kenti dolaşacaklarını ifade eden Soyer, engellilerin ulaşımda yaşadıkları sorunları yakından gözlemlemek istediğini anlattı.
Öte yandan Soyer, DTO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk'e "DTO İzmir Şubesi değil, İzmir Deniz Ticaret Odası olmalısınız. Bu konu için benim üzerime ne düşerse sizin yanınızda duracağım. 1 Nisan'dan sonra forsum büyüyecek. Beni istediğiniz kadar kullanabilirsiniz" dedi.