Hürriyet'ten Esra Ülkar'ın "Suriyeli Muhammed okul birincisi" başlığıyla yayımlanan haberinde, üç yıl önce, henüz 15 yaşındayken tek başına Türkiye'ye gelen Suriyeli Muhammed Almahaini'nin hikayesi anlatıldı.
"Üç yıl önce 15 yaşındayken yalnız başına Suriye'den tek kelime dilini bilmediği Türkiye'ye gelen Muhammed (Mohamad) Almahaini, ‘kurtuluş yolu'nun okumak olduğunu görünce İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne gidip okula gitmek istediğini söyledi" ifadesiyle başlayan haber, şöyle devam etti:
Suriye'nin başkenti Şam'da yaşarken babasının kaybolmasının ardından ailesine bakmak için okulu bırakmak zorunda kalan Muhammed, ardından tek kelime dilini bilmediği Türkiye'ye gelmeye karar veriyor. İlk zamanlar çeşitli konfeksiyon atölyelerinde çalışıyor, ancak bazılarından çok düşük ücretler alıyor bazılarındansa parasını hiç alamıyor. Bu süreci şöyle anlattı:
'Babam bir gün işe gitmek için çıktı bir daha haber alamadık. İki ablam var. Biri evli, diğeri doktor. Babam kaybolduktan sonra iki sene okuyamadım. Okusam geçinemeyecektik. Uçakla Türkiye'ye geldim. Önceden uçakla gelebiliyorduk. Şimdi sınırlar kapalı olduğu için gelemiyoruz. Zeytinburnu'nda tanıdıklarım vardı. İş ve ev ayarladılar. Bir sene çalıştım, bu arada kendi çabalarımla Türkçe öğrendim, ondan sonra okumayı düşündüm.'
Muhammed, bir apartman dairesinde 10-15 kişilik bir bekar evinde kalıyor. Hepsinin yaşı Muhammed'den büyük. Üç odalı evin tüm odaları ranzalardan ve yataklardan oluşuyor. Okuduğu için arkadaşlarının en az kalabalık odayı ona verdiğini söyleyen Muhammed şunları söyledi:
'İki arkadaşımla aynı odayı paylaşıyorum. Okuldan sonra direkt eve gidiyorum, ders çalışıyorum. Akşam geliyorlar, hafta sonu evde oluyorlar, kalabalık olunca gürültü oluyor. Ben de kütüphaneye gidiyorum. Orada da çok kuyruk oluyor, iki saat kuyrukta bekliyoruz. Hava iyi olunca parkta ders çalışıyorum. Şimdi soğuk olduğu için gidemiyorum, bir gün gittim dondum eve geldim. Bazen de erken kalkıyorum, herkes uyurken çalışıyorum.'
‘SINIF ARKADAŞLARIMLA ARAM ÇOK İYİ'
'Tekstil atölyesinde çalıştım iki-üç ay. Sonra amcam geldi, o da burada atölye açtı. İki senedir onun yanında çalışıyorum. Çalışırken baktım bunun sonu yok. Çalışıyoruz çalışıyoruz aynı yerdeyiz. Bir şey yapmam lazım diye düşündüm. Sordum, araştırdım. İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne giderek okumak istediğimi, ne yapmam gerektiğini sordum. Onlar da bana liste verdiler. Listedeki evrakları getirdim. Sonra beni bu okula yerleştirdiler. Sınıf arkadaşlarımla aram çok iyi. Ben onları seviyorum, onlar da beni. Ders konuları aynı. Buradaki eğitim, öğretmenlerin davranışları daha iyi.'
‘HEDEFİM İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ'
‘ÜMİTSİZLİĞE KAPILMAYIN'
Bir ara pansiyonu olduğu için yakındaki bir imam hatip lisesine giden Muhammed, 'Orada kendimi yabancı hissettim ve geri döndüm. Eğer mümkün olsa, bir pansiyonda kalıp, burada okumak isterim' dedi. Muhammed, kendisiyle aynı durumdaki Suriyelilere ise şu mesajı veriyor: 'Çoğu ümitsiz. Hayattan kopmuş. Bence daha fırsat var. Hayata yeniden bağlansınlar. Her şey daha iyi olabilir. Ümitsizliğe kapılmasınlar.'
TÜRKÇE DERSİ VERİYOR
'ÇALIŞKAN HIRSLI BİR ÖĞRENCİ'
Hasan Gündüz (Okul müdürü): Öğrencimiz savaş şartlarında buraya gelmesine rağmen güzel bir başarı sergiliyor. Ülkemizde yararlı olacak iyi bir eğitimden geçtikten sonra güzel şeyler yapabileceğine inanıyoruz. Çalışmayı seven, hırslı bir öğrenci, Türkçeyi çok iyi kullanıyor. Okulumuz için gurur kaynağı. Öğrencimizle övünüyoruz.
'EN SEVDİĞİ DERS MATEMATİK'
Suriyeli öğrenci, matematiği ve araştırmayı çok sevdiğini belirterek, 'Matematiği çok seviyorum. Okulu bırakmıştım, ona rağmen çözüyordum. Temelleri bildikten sonra her şey kolay oluyor. Öğrencilerin çoğu temeli bilmedikleri için matematiği yapamıyor. Tarihi merak ederim. Yaşadığım ülkenin tarihi nedir? Araştırmayı çok seviyorum. Boş boş oturup, yeni gelen oyunlarla uğraşmayı sevmiyorum' dedi."