Cyril Graziani ve Cécile Amar'ın imzasını taşıyan 'Halk ve Başkan' isimli kitapta Sarı Yelekler'in doğuşu mercek altına alınırken Macron ve çevresindekilerle mülakatlara da yer verildi.
'DÜZELTECEĞİM'
İstifasını talep eden Sarı Yelekler protestolarından 'kendisinin de müşterek sorumluluğunun bulunduğu devasa kolektif başarısızlık' diye söz eden 40 yaşındaki cumhurbaşkanı, bu durumu görev süresi dolana dek düzeltme sözü verdi:
'BAŞTA KÜÇÜMSEDİM'
Önce akaryakıt vergilerini protesto olarak başlayıp sistem karşıtı harekete dönüşen Sarı Yelekler'in gücünü başta küçümsediğini itiraf eden Macron, bunun sebebini, daha önce devlet demiryollarının (SNCF) reformdan geçirilmesini protesto etmiş kitlelerden daha az sayıda insanın sokakta olmasıyla açıkladı.
'CUMHURBAŞKANIYIM DİYE MUHATAP ALMIYORLAR'
Sarı Yeleklerin tabiriyle 'zenginlerin cumhurbaşkanı', seçim kampanyası dönemindeki gibi halkla doğrudan iletişim kuramadığından yakındı.
"Benim yanıldığım yer, bir kez cumhurbaşkanı olunca, insanlar bir daha sizinle eşitler arası sohbete girmeye yanaşmıyor. Diyorlar ki, 'O Cumhurbaşkanı'. Bu da bir aşağılama biçimi olarak algılanıyor. Bu benim hatam" diye içini döktü.
'TEK KURŞUNLA İNDİRSİNLER, BAŞKA YOLU YOK'
Kitapta aralık ayında Puy-en-Velay kasabasını ziyaret ettiğinde kaymakamlık binasının ateşe verilmesi ve kendisinin güvenlikçiler tarafından hızla olay yerinden uzaklaştırılması karşısında metanetini koruduğu anlatılan Macron'un "Ya bir gün beni tek kurşunla vurup öldürürler ya da başka yolu yok" dediği aktarıldı.
'HALK İÇİN BAŞARISIZ OLURUM, HALKA KARŞI DEĞİL'
Alt ve orta sınıflara mesajını "Sizin için savaşıyorum" diye veren Fransa Cumhurbaşkanı, protestolar karşısında tek başına olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Ben sizin için mücadele ediyorum. Sarı Yelekler krizinde kim beni destekledi? Hiçkimse. Beni Fransız halkı seçti, partiler Cumhuriyeti değil. Ben halka her şeyi borçluyum. Başarısız olursam, onlar için ve onlarla birlikte başarısız olacağım, asla onlara karşı değil.
Kitapta, Macron'un protestolar ilk başladığında Normandiya bölgesine gidip Gaillon'da işgal eylemleri düzenleyenlerle görüşmüş olsaydı olayların bu boyutlara gelmesini önleyebileceği görüşüne de yer verildi.
İçişleri Bakanı Christophe Castaner'in "O sırada bu gerekiyordu. Gidip onlarla görüşmeli ve sonra da onların istikametinde bir adım atmalıydı" dediği aktarıldı.
'GİTMEYİNCE KARTOPU ÇIĞA DÖNÜŞTÜ'
Böyle bir ziyaret randevusu alınmasına karşın, Macron, bunun kendi görevi olmadığını, hükümet yetkililerinin ve diğerlerinin arabuluculuk yapması gerektiğini söyleyerek gitmedi.
İÇİŞLERİNDE PANİK: DEVRİM OLUYOR
Cumartesi protesolarının üçüncü haftasında eylemlerin kontrolden çıkması ve eylemcilerin Elysée Sarayı'na taş atımı noktaya geldiğinde İçişleri Bakanlığı yetkililerinin "Devrilmemize ramak kaldı" diye paniklediği belirtildi.
Ama Macron'un "Cumhuriyet sarsılmaz" diye diğer yetkilileri teskin ettiği ileri sürüldü.