EARTH and Planetary Science Letters adlı jeoloji yayınında yer alan makaleye dayandırılan haberde, 50 güne yayılan ‘deprem'in merkez üssünün, İstanbul'un birkaç kilometre güneyi olduğunun belirtildiğini ve araştırmacıların, bu depremi inceleme amaçlı bir sondaj deliğindeki gerilme-ölçer verisiyle ortaya çıkardığı bilgisi olduğunu hatırlatan Bilgehan, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener'e sordu: Sessiz deprem var mı, yok mu?
Özener'in cevabı ise şu şekilde:
— Spekülatif olarak nitelendirilebilecek bir bilimsel yayının üzerine yapılmış daha da spekülatif basın haberleriyle bu konu çok farklı yerlere gidebiliyor.
— Bunu o şekilde doğrulamak çok zor. Modellemeyi sadece bir istasyon verisine göre yapmışlar.
— Bunu yavaş kayma olarak adlandırmak daha doğru. Doğada böyle bir süreç vardır ve bu özellikle son yıllarda bilimsel olarak üzerinde çok çalıştığımız bir konudur. Literatürde "Slow slip event" olarak geçmektedir. Ancak bunu yakalamanız için fayın ya da meydana gelen yavaş kaymanın tam üzerinde gözlem yapmanız gerekiyor.
— 1894'ten beri Kuzey Anadolu Fayı ile ilgili çalışmalar yapıyoruz. Aktif fayları en gelişmiş uydu ve yersel yöntemlerle izliyoruz. Fayın kalbindeyiz. Günümüz modern yaklaşımlarıyla bu gözlemleri, saniyeden yıllara uzanan zamansal çözünürlükte ve gözlem yöntemine göre mikrondan (milimetre altı) desimetre mertebesine konumsal hassasiyette yapmaktayız.
— Son olarak Türk-Japon ortak projesiyle Kuzey Anadolu Fayı'nın Marmara Denizi'ndeki kısmını en ince ayrıntısına kadar tespit ettik. Fayın yapısını, mikro aktivitelerini gözlemledik. Ülkemiz bir deprem ülkesi. İçinde yaşadığımız topraklarda tarih boyunca depremler oldu ve olacak."