Sözcü yazarı Deniz Zeyrek ‘Soyer'i kim yıprattı? Odabaşı'nı kim yıpratıyor?' başlıklı bugünkü yazısında CHP'nin aday belirleme sürecini değerlendirdi.
'ÇOCUK OYUNCAĞI MI BU?'
"Ulu önder Atatürk'ün kurduğu partide, en büyük kentin teşkilat başkanının istifa edip 10 saat sonra "vazgeçtim" demesi nasıl bir özgürlük? Çocuk oyuncağı mı bu?" diye soran Zeyrek, adayların adı etrafında dönen tartışmaları da, ‘özgür tartışma"dan çıkan propaganda malzemeleri' diye nitelendirip şu yorumu yaptı:
Zeyrek yazısını şöyle bitirdi:
'İYİ PARTİ İLE İTTİFAKIN NEDEN OLDUĞU ÇIKMAZLAR EKLENİNCE…'
Aday belirlerken bir siyasi partinin önünde iki yol vardır.
İlki "tam demokrasi"dir. Ön seçim yapılır, üyelerin önüne sandık konulur, herkes boyunun ölçüsünü alır.
Anketler, temayül yoklamaları, kentlerin nabzı kimi en güçlü gösteriyorsa, lider onu aday gösterir ve tartışma kapanır.
CHP'nin aday belirleme yöntemi ne birincisi, ne ikincisi oldu. İkisini sentezlemeye çalışan bir çaba, işi iyice içinden çıkılmaz hale getirdi. Buna bir de İYİ Parti ile ittifakın neden olduğu çıkmazlar eklenince bu olumsuz fotoğraf ortaya çıktı.
Oysa iktidar yorgun ve yıpranmış.
Ekonomik sorunlar vatandaşın cebine dokunmaya başlamış.
Özgürlükler konusunda bunaltıcı bir atmosfer var.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bile dünkü manifesto töreninde yakındığı yanlışların çoğu, Milli Görüş'ün ve AK Parti'nin yerelde iktidarda olduğu son 25 yılda yapılmış.
KILIÇDAROĞLU İZMİR İÇİN BİLE "TUNÇ BEY İZMİR'İ ALACAK" İFADESİNİ KULLANIYOR
Buna karşın Kılıçdaroğlu İzmir için bile "Tunç bey İzmir'i alacak" ifadesini kullanıyor.
Sanırım yazıyı, İzmir'in CHP'nin kalesi olduğunu anımsatarak bitirmekte fayda var.