İstanbul 41. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, müşteki-sanık olan Arda Turan ve Berkay Şahin ile davanın müştekisi, Berkay Şahin'in eşi Özlem Şahin, avukatlarıyla birlikte katıldı.
Duruşmanın yapılacağı salona Turan arka kapıdan alınırken Şahin ise eşi Özlem Şahin ile birlikte ön kapıdan giriş yaptı. Şahin ve eşi ile arkalarında oturan Arda Turan'ın arasına bir güvenlik görevlisinin oturtulması dikkat çekti. Tarafların yan yana gelmemesine özen gösterildiği görüldü.
Duruşmada kimlik tespiti yapılan Turan, aylık gelirinin 300 bin euro olduğunu söylerken, şarkıcı olduğunu belirten Şahin ise 1000 lira aylık geliri olduğunu ifade etti. Anadolu Ajansı (AA) konuyla ilgili ilk haberinde Turan'ın aylık gelirinin 300 bin lira olduğunu aktarmıştı.
Olay günü izin günü olması nedeniyle arkadaşlarıyla Emirgan'daki bir mekana gittiklerini, küçük bir yer olduğunu, ancak 60-70 kişinin sığabileceğini anlatan Turan şöyle devam etti:
* Orada tuvalete gitmek isteseniz, 4-5 kişiye çarparsınız. Özlem Hanım'a istemeden çarptığım için özür diledim. Kendisini rahatsız edecek bir şey söylemedim. Kendisini tanımadığım için medeni durumunu bilmem imkansızdır. 15 dakika geçince Berkay geldi. Elini enseme uzatıp 'Seninle sonra görüşeceğiz' dedi. Ben de 'Yarın konuşuruz' dedim. Berkay 2. kez ensemden sert çekince kendimi kurtarmaya çalıştım. İtiş kakış oldu.
* Sonra Berkay dışarı çıktı. Korumalarına, 'Arda'ya sıkın' dediğini duydum. Sonrasında eve gittim. Etraftan, olayın Berkay'ın eşiyle alakalı hassas bir durum olduğunu duydum. Kendisini telefonla aradım. Eşine karşı bir durumun söz konusu olmadığını, bir yanlış anlaşılma olduğunu söyledim. Burnunda bir rahatsızlık olduğunu duyunca yanına hastaneye gittim.
Hastaneye gitme amacının şiddet amaçlı olmadığını savunan Turan şunları anlattı:
* Beraber hastanede bir odaya oturduk. Birer bardak su içtik. Asla hayatım boyunca böyle bir şey yapmayacağımı söyledim. Kendisi de eşini arayıp ona söylediklerimi anlattı. Rahmetli dedemden kalma ruhsatsız bir silahım vardı. Konu çok hassas olduğu için bu silahı alıp kendisine uzattım ve 'Bana inanmıyorsan istediğini yapabilirsin' dedim. O da 'olur mu öyle şey, yanlış anlaşılma olmuş' dedi ve silahı koltuğa attı. Ben, silahı koltuktan almak için uzanınca patladı. İçeride 15 dakika kadar konuştuk. Kapıya kadar birlikte yürüdük.
* Beni gönderirken de yanımdaki arkadaşlarıma ve kardeşime, 'Aman dikkat edin, yanlış anlaşılma olmuş, basında falan çıkmasın' dedi. Eve gidince basında haberleri gördüm, çok şaşırdım. Aramızdaki konuşmada bana 'yavşak' gibi bir şey demişti. Berkay'dan hakaret suçundan şikayetçiyim. Beraatimi istiyorum.
Şahin de "Arda Turan'ın, 'Ensemi tuttu' demesi dışında söylediği hiçbir şey gerçeği yansıtmıyor. Kendisi beni iyi tanır, aynı evin içinde bulunmuşluğumuz var. Çocuğumu kucağına alıp sevmişliği var. Eşlerimiz yanımızdayken de aynı ortamda bulunduk. Yani tanışıklığımız nettir. Bununla ilgili istediğiniz kadar 30, 50, 100 tane şahit gösterebilirim" dedi.
Olay gecesi, bahsi geçen mekanın açık havada olan bölümünde eşiyle birlikte bulunduğunu anlatan Şahin, şöyle konuştu:
* Orada sohbet ederken arkadaşımız Önder Tiryaki geldi. Özlem'i de tanıdığı için, Özlem, Önder ve iki kız arkadaşı mekanın içine geçtiler. Eşim 10 dakika sonra geri geldi. Geldiğinde suratının değiştiğini gördüm. Israrla ne olduğunu sordum. Korkmuştu ve panik halindeydi. Çocuğumuzun adını söyleyerek yemin ettirdi. İçerideyken Arda'nın yanına geldiğini, omzuna dokunduğunu söyledi.
* Eşim, önceden tanışıklıkları olduğundan Arda'nın selam vereceğini düşünerek kendisinin de 'merhaba' dediğini anlattı. Eşime, 'Çok güzelsin evli olmasaydın ya da evli olmasaydım kaçırmazdım' demiş. Kendimi toparladım. Eşimden 1 dakika izin istedim ve içeri girdim. Arda'nın ensesini tuttum.
* Arda'ya 'eşimi bırakıp geleceğim, konuşalım seninle' dedim. 'Ne oldu?' dedi. '10 dakika içinde geleceğim, sen beni bekle' dedim. Bu kez ellerini açarak 'Ne oluyor? Anlamadım ben seni' dedi. Çok alkollüydü. 'Eşimi bırakıp geleceğim' diye tekrar söyledim. Sonra Arda kendisiyle aynı masada bulunan ve 'kara' veya 'karam' diye hitap ettiği Burak Yılmaz'a, 'Bu anlamadım bir şey diyor' dedi. Bu kez Burak, 'Ne oluyor Berkay?' dedi. Yüzüm Burak'a dönükken, eşimi bırakıp geleceğimi söyledim. Bu dememle, Arda gözümün içine bakarak değil yandan çenemi tutup burnuma kafa attı. Orada 5-6 erkek olduğundan ve olayın büyümemesi için mekandan çıktım. Kimse araya girmedi. Bence orada Arda'nın yanındaki insanların amacı bana saldırmaktı.
* Eşim yanıma geldi, hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Benimle çalışan Hüseyin adlı arkadaşla eşimi eve gönderdim. Önder Tiryaki yanıma geldi. O olay anında Özlem'in yanında olduğu için Arda'nın, eşime bir şeyler dediğini görmüş. Önder, 'Sen haklısın ama ne olur sakin ol.' dedi. Sonra Burak Yılmaz yanıma geldi. 'Abi bir sakin ol' dedi ve Önder'e küfür etti. Ben bir taksiye binerek hastaneye gittim. Arda bana telefonla ulaştı. Nerede olduğumu sordu. Hastanede olduğumu söyleyince, 'olayı yanlış anladın, ben böyle bir şey yapmam. Geliyorum' dedi ve geldi.
* Yanlış anlamayı ortadan kaldırmak veya özür dilemek için gelmediği belliydi çünkü 10 kişiyle geldi. Belinde silah vardı ve eli cebindeydi. Acile kadar o silahla girmiş. Çok alkollüydü. Konuşmak istedi. Silah birine zarar verebilir diye panik halindeydim, bu yüzden boş bir odaya girdik. Sakinleşsin diye kendisine su verdim. Belindeki silahı masaya koyarak, 'Benim böyle bir şey yaptığıma inanıyorsan al sık bana' dedi ve 30 saniye sonra silahı yine eline aldı. Askerlik yaptığımdan biliyorum, mermiyi silahın ağzına verdi. 'Ben Bayrampaşalı'yım, bana bir şey olmaz' diye konuşuyor, atarlı şekilde silahı sallıyordu. Ben de bunun üzerine, 'yavşak, rezilliğe daha doymadın mı? Silahını da al… git buradan' dedim. Bunu dememle kasıtlı ve bilerek yere doğru ateş etti.
* Ben bu olayın böyle uzamasını istemem. Arda'nın yapması gereken şudur: Yaptığı terbiyesizliği kabul edip, o gün bana hastanede söylediği şeyleri kamuoyunda deklare edecek. Yaptığı terbiyesizliği kabul edecek. Ben maddi ve manevi hiçbir şey istemiyorum. Davadan vazgeçeceğim. Özür dileyecek. Başka bir talebim olmayacak.
Duruşmada son olarak müşteki Özlem Şahin'in ifadesi alındı:
* Önceden tanışık olduğumuz için, selam verecek sandım ve 'merhaba' dedim. Hiç istifini bozmadan kulağıma eğilerek, 'Çok güzelsin, evli olmasan seni kaçırmazdım' dedi. Ben hemen arkamı döndüm. Önder'den beni oradan götürmesini söyledim. Eşimin yanına gittik. Eşim neden bu kadar erken döndüğümüzü sordu. Yanına gelmek istediğimi söyledim. Eşim paniklemiş halimi anladı ve ısrarla ne olduğunu sordu. Kızımızın üzerine, bir şey yapmayacağı hususunda yemin ettirerek olanı anlattım. Önder'in de olanları gördüğünü belirttim.
* Eşim, 'Tamam bir şey yapmayacağım, bir şey söyleyip hemen geleceğim' diyerek içeri girdi. Hemen hemen 2 dakika sonra eşimin burnunu tutarak feryatla yola koştuğunu gördüm. Ben kimseye iftira atmam. Benim bir kızım var, bir çocuğum da karnımda. Allah katında hepimiz hesap vereceğiz.
Mahkeme heyeti duruşmayı 19 Haziran'a erteledi.
BERKAY: ÖPÜYORUM, BUNLARA TAKILMAYIN
Öte yandan Şahin, duruşma sonrası kişisel Instagram hesabından açıklama yaptı: "Arkadaşlar 1000 TL gelire takılmışsınız ama onu benim neden söylediğim ortada. 1000 TL kazanmadığımın herkes farkındadır. Öpüyorum, bunlara takılmayın, geçin gidin!"
Berkay bunun ardından bir 1000 TL açıklaması daha yaptı: "Bizim aylık kazancımızı bilmesi gereken kurumlar biliyor. Ben sadece insanların sahip olduklarını böbürlenerek söylemelerinden dolayı orada bir rahatsızlık duydum ve kinaye yaptım. Sanık koltuğunda yargılanan birinin '300 bin euro kazanıyorum aylık' demesine karşılık ben de '1000 lira kazanıyorum' dedim. Bu maksatla kinaye yapılarak söylenmiş bir şeydi."