Gündem Dışı'na bu hafta santur üstadı Sedat Anar konuk oldu. Anar'la hem müziği hem de anı kitabı ‘Sokaknâme Bir Sokak Müzisyeninin Kaleminden' isimli kitabı üstüne sohbet edildi.
Sedat Anar'ın Urfa'nın Halfeti ilçesinde çobanlık yaparken cura çalarak başlayan müzisyenlik macerası üniversite öğrencisi olarak gittiği Ankara'da karnını doyurabilmek için sokaklarda darbuka, gitar, cura çalarak, sonra santura geçerek devam etmiş. Anar, ‘Sokaknâme Bir Sokak Müzisyeninin Kaleminden' isimli kitabında kendi gerçek yaşam öyküsünü de anlatıyor.
‘BİR MİLLETVEKİLİ, BELEDİYE BAŞKANINI ARADIĞINDA ORADA KONSER VEREBİLİYORSUNUZ'
Yapmış olduğu müzikle adını Türkiye dışında da duyuran, İran'da resmi düzeyde davetler alıp konserler veren Sedat Anar, "Türkiye'de birilerinin referansı olmadan, çok iyi bir müzisyen, hatta Dünya'nın en iyi müzisyeni bile olsanız konser yapma imkanınız çok zor. Birilerinin referansı varsa konser yapıyorsunuz. Mesela bir şehirde konser yapmak istiyorsunuz, ‘Belediye, böyle bir düşüncemiz yok' diyor. Bir milletvekili, belediye başkanını aradığında orada konser verebiliyorsunuz" şeklinde konuştu.
"Sokak, dünyanın en güzel sahnesiydi benim için" diyen Anar, ‘Sokakname' adlı kitabında, 2007-2014 yılları arasında tuttuğu günlüklere eklemeler yapmak suretiyle, Halfeti'de başlayıp Ankara'da devam eden hayat serüvenini, Ankara'da sokak müzisyenliği yaptığım yılları, santuru ve İran'da geçirdiği süreçte yaşadıklarını anlatıyor.