GÖRÜŞ

'Amerika da Astana denklemine katılabilir'

1 sene önce Rusya’nın Soçi kentinde gerçekleşen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nde kurulmasına karar verilen Suriye anayasa komisyonu henüz oluşturulmadı.
Sitede oku

Astana sürecinin garantörleri olan Rusya, Türkiye ve İran, Suriye sorununun çözümüne yönelik siyasi sürecin başlatılmasını sağlayacak bu önemli oluşumun kurulması için yoğun çaba sarfetmeye devam ediyor.

Uzmanlar, anayasa komisyonunu kurma sürecinin işleyişini engelleyen objektif zorlukların yanında bir de yapay faktörlerin de mevcut olduğunu söylüyor. Bu yapay engellerin başında da ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün tarafından oluşturulan ve “küçük grup” olarak adlandırılan oluşumun olduğu iddia ediliyor.

Peki bu tür iddiaların doğruluk payı nedir? Suriye sorununun çözümüne yönelik siyasi sürecin başlamasını engelleyen faktörler neler?

Konuyla ilgili Sputnik’e konuşan güvenlik uzmanı ve eski asker Abdullah Ağar, şu değerlendirmelerde bulundu:

Fransa Suriye'den çekilme şartını açıkladı

Astana ve Soçi kapsamında Rusya, Türkiye ve İran arasında ortaya çıkan işbirliği ve bu işbirliğinin bir stratejiye ve bir başarıya, bir etkiye dönüşmesi, tabi “küçük grup” denen diğer ekseni çok rahatsız ediyor. Onlar, Astana sürecinin başarısız olduğunu ve Astana’nın iptal edilmesi gerektiğini söylüyor. Bunların amacı, Suriye sorununun çözümünün “küçük grubun” etkili olduğu bir denklem üzerinden ilerlemesini sağlamak ki bu, çok daha farklı bir denklem ve masa oluşturuyor. Bu noktada bir mücadele var. Bir diğer taraftan da bunun sadece siyasi kazanımlar ve arzu edilen sonuçlar adına altyapı ve gerekçeler üretmek için değil, Rusya, Türkiye ve İran arasında ortaya çıkan ve sonuç verici işbirliğini bozmaya yönelik bir hamle olduğunu öngörmek gerekiyor.

Bu bağlamda özellikle Fırat’ın doğusunda ortaya çıkacak olasılı işbirliği üzerinden Türkiye ile Rusya’nın, Rusya ile İran’ın ve İran ile Türkiye’nin eksenlerinin ayrışması, kopması gibi birtakım amaçların güdülmekte olduğunu da görüyor olmamız gerekiyor. ABD’nin hedefi artık çok net. Önceden YPG/PKK’yı DEAŞ yüzünden desteklediğini diyordu. Şimdi ise İran’ı telaffuz etmeye başladı. ABD’nin amaçları ile ilgili olarak şunu da söylemek gerekir. ABD’nin, Türkiye’yi Rusya’ya kaptırmamak gibi çok önemli bir derdi var bence. Amerika, Türkiye’yi tekrar kendi eksenine getirmek için bir tür havuç-sopa yöntemini kullanarak ona bir “proksi devlet” rolünü biçmeye çalışıyor.

Çavuşoğlu'ndan ABD'ye: Terör örgütüyle bu kadar iç içe olduktan sonra ayrılmak da zor oluyor

Şu anda en önemli unsur, Rusya’nın misyonu değil, vizyonudur. Yani Rusya nasıl bir vizyon üstlenecek; taktik hamleler üzerinden operasyonel başarılar mı elde etmeye çalışacak, yoksa operasyonel başarılar üzerinden stratejik başarılar mı kazanmaya çalışacak, yoksa stratejik işbirlikleri üzerinden jeopolitik kazanımların peşine mi düşecek. Biz Fırat’ın doğusunu konuşurken aslında gelecek yüzyılın jeopolitik şekillenmesini konuşuyoruz. Bunun siyasi kanadı olarak da, Anayasa komisyonu meselesi gibi kendisini gösteriyor. Bu komisyonun oluşmaması için büyük gayretler var. Bu bağlamda bu ay içerisinde yapılması planlanan Astana toplantısı çok önemli. Şubat’ın başında da heyetlerin katılacağı bir toplantı gerçekleşecek. Anayasa komisyonu anlaşması, bu toplantılara göre şekillenecek gibi. Astana sürecinin garantör ülkeleri, inisiyatifini kaybederlerse masa çok kalabalıklaşacak. Masa çok kalabalıklaştığı zaman da denklem de iniyatif ve kazanım alanları değişecek, ağırlıklar başka taraflara kayacak.

Dolayısıyla, insanlık adına, Suriye’nin istikrarı adına Rusya’nın üstlenmiş olduğu vizyonun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Suriye’nin üniter yapısı çerçevesinde üretilecek ortak bir akıl ve ortak bir etki sağlanabilirse Suriye’nin parçalanmasının önüne geçilebilir. Aslında bu paydada Amerika da denklemin içerisine katılabilir. Ama eğer ABD, sadece menfaatleri üzerinden giderse, yani Suriye’nin parçalanması üzerinden giderse, sorunun büyüyeceğini ve çok daha riskli bir konuma gireceğini düşünüyoum.

Yorum yaz