Türkiye'de geniş hayran kitlesine ulaşan Netflix'in İspanyol dizisi La Casa de Papel'de Berlin karakterini canlandıran Pedro Alonso, GQ Men Of The Year 2018'de Yılın Uluslararası Star'ı seçildi.
NTV'nin aktardığına göre, 47 yaşındaki İspanyol oyuncu, GQ Türkiye'ye verdiği röportajda, Berlin karakterini nasıl yarattığını ilginç benzetmelerle anlattı.
"Ben Meksika'da bir dizinin çekimlerini bitirmek üzereyken bana La Casa de Papel'in deneme çekimlerinin metinleri geldi. Elimdeki metinlerde Belin karakterinin iki sahnesi vardı" diyen Alonso, "O sırada Meksika'da bulunmamın bu karakteri kafamda kurmamda çok büyük etkisi oldu. Meksika'da şaman kültürü çok etkilidir ve bu kültür benim de her zaman ilgimi çekmiştir. Ben de Berlin'i bir şaman, ancak kötücül bir şaman olarak hayal ettim" ifadesini kullandı.
Alonso ayrıca, "Metinleri okumadan bir gece önce Berlin'e özgü yanları olan biriyle tanışmıştım. Öyle ki benim karakterle olan bağım çok doğrudan, doğal ve içgüdüsel oldu" dedi.
"Senaryo metinleri, üzerine karaladığım suluboya renkli çizimler ve o an aklımdan ne geçiyorsa nasıl bir dünya hayal ediyorsam onu yansıtan mürekkep lekeleriyle dolar. Bir de bazı oyuncular eve iş götürmediklerini söyler. Bende durum tam tersi. Çalışırken deli gibiyimdir. Çok çalışırım, çok sıkı hazırlanırım ve bu süreçte çizim yapmaktan asla vazgeçmem. Bu yoğun tempoda kendimi kaybetmemeye de özen gösteriyorum. Üstlendiğim işlere dört elle sarılmayı seven bir adamım."
"La Casa de Papel'de çok teknik bir anlatı ve görsel bir stil var. Bazen oyuncular sahneye girmeden önce çok keskin hatları olan bir sahne ve düzenek hazırlanmış bizi bekliyor olurdu. Bu yüzden aşamayacağımız bazı sınırlar vardı" diyen Alonso, "Çizilen bu sınırlar aslında ilk başta bizi çok mu kısıtlayacak veya diziye soğuk bir hava mı verecek diye endişe etmedim değil. Benim oyunculuk anlayışım karşılıklı niyetleri eşzamanlı hale getirmek ve aynı şeyi 20 bin değişik şekilde ifade etmeye çalışmak, bunu yaparken de olabildiğince kendimi özgür bırakmak" şeklinde konuştu.
Ünlü oyuncu, Berlin karakterini canlandırırken seçtiği yolu, Ronaldo ve Messi benzetmesi üzerinden açıkladı:
"Berlin'i oynamanın iki yolu olduğunu düşündüm. Biri son derece pratik ve açık, diğer yol ise oldukça öngörülemeyen ve risk almayı gerektiren bir yoldu. İkinci seçenek bana daha heyecanlı ve zorlayıcı geldi. Bu yolda giderek her çekimin birbirinden farklı olması için uğraştım. Bu iki stili Ronaldo ve Messi'ye benzetiyorum. Cristiano Ronaldo hedef belirler, oraya doğru gider ve istediğini elde eder. Messi ise ‘Ne yapacağımı ben de bilmiyorum' der, gerçekten kendisi bile bilmiyordur, ama sonunda hedefe ulaşır. Bu çok daha büyülüdür. Ben bu dizide Messi olmayı seçtim."
"Her sahnenin çekimde risk alabilmeme izin vermesi için çok çaba gösterdim. Oyunculuk benim için her geçen gün bir nefes alma şekline dönüşüyor. Berlin de bana nefes almamda yardım eden, özgürlük alanımı genişleten doğaçlama yaparak oyunculuğu kanıtlamama izin veren bir rol oldu. Öngörülmesi imkansız karakterini risk alabilmeme izin verdiği için bir armağan olara görüyorum."