‘CUMHURBAŞKANI BÜTÜN CUMHURUN BAŞKANI OLMAK ZORUNDA'
Seçmenin yarısı, bu ekonomiyi onaylayan oy kullanmıyor. AKP'nin adım adım devleti ele geçirmesi, yargıyı ve medyayı kontrol altına alması, devletin baskı aygıtlarını kontrol etmesine rağmen seçmenin yarısı teslim olmamış durumda. Ben bu yapının devam etmeyeceğini düşünüyorum. Yüzde 50 ve biraz fazlasını arkalarına alarak kurdukları sistem çalışabilir değil. Giderek çürüyor. Türkiye'yi krize soktu. Dünyadaki çalkantılardan ortaya çıkan bir kriz değil bu. Dünyada krizde iki ülke var biz ve Arjantin. Çünkü Türkiye kötü yönetiliyor. Yüzde 50 kitle elde ettim diye diğer yüzde 50'ye hesap vermeme durumundan kaynaklanan bir akıl dışılık söz konusu.
Türkiye buraya gelmeyebilirdi. Bu kadar küçülmeye mahkum kalmayabilirdi. Ama bu hesap vermezlik ve kibir anlayışının sonucunda bu krize girildi. Yavaş yavaş kaybedecek AKP ve bunun ilk sonuçlarını yerel seçimlerde göreceğiz.
Bir cumhurbaşkanı bütün cumhurun başkanı olmak zorunda. Sadece ona oy verenlerin başkanı olamaz. Aksi takdirde diğer insanlar dışlanmış olur. O zaman bu toplumun yarısı kendisini bu ülkeye ait hissetmez ve ülkeyi terk eder. Ülkeden nitelikli beyin göçü başladı, yılın ikinci yarısında nitelikli sermaye göçü başladı. Oy vermeyenlerin yarısı ülkedeki maddi zenginliğin daha çoğunu kontrol ediyor. Bu insanlar dışlanınca aidiyet krizi ortaya çıkar, insanlar bu ülkeye para yatırmaz ve istikballerini dışarıda ararlar.
Cumhurbaşkanı her ağzını açtığında RTÜK ve yargının harekete geçtiği bir ülke, ülke olarak kalabilir mi? Bu denetimsizlik ve başına buyrukluk size de döner. Bunun etkisi pahalılıkta mutlaka olacak. Parlamentosuz ve yargısız bir ülke olamaz. Örgütlü hareket en korktukları şey. En ufak bir anayasal hak kullanıldığında bunu devleti yıkmak olarak tanımlıyorlar. Tüm var olan örgütleri de işlemez hale getirip korkutup yıldırıyorlar. Sendikalar var meslek kuruluşları var işlerini yapamıyorlar. Muhalefet partileri var üstlerinde sabah akşam terör estiriliyor. Bütün buna rağmen sesini çıkaran birkaç milletvekili var Allahtan…
31 Mart'a kadar bu terörü koyulaştırarak sürdürecekler. Muhalefet olmak bütün bunları göze almayı gerektiriyor. Bu konuda insanların umutsuzluğa düşmemelerini öneriyorum. Muhalefete güven yok, 24 Haziran sonuçları ciddi bir öfkeye neden oldu. Sandığı protesto çözüm değil. Seçmen ve seçilme hakkını sonuna kadar kullanmak gerekiyor. Eldeki en ufak barutu da kullanarak direnmek gerekiyor.
Genç işsizlerin sayısı 3.2 milyon oldu. İnsanlar çocuklarının geleceğini hiç merak etmiyorlar mı? Bu eğitimle mezun olsalar ne olacak? Mezun olsalar da 3,2 milyon işsiz ordusuna katılacaklar. Bu nüfusta ülkeler var. Herkes birbirine asık suratla bakıyor, kutuplaşma düşmanlaşma nereye gidiyor? Buna kim yol açıyor diye muhasebe yapmalarını diliyorum. Seçmen kitlesinin bu kadar koyun sürüsü olduğuna inanmıyorum. Halk zaman zaman ayağa kalkıp tokat atmayı biliyor. Bu ülkede barış ve adaleti istememiz lazım. Bu kadar bağımlı ve yargı toplumu ciddi biçimde dejenere ediyor. İşten aştan önce hukuk lazım bize."