Öztrak şöyle konuştu: "Ben beyefendiye soruyorum, ülkemizde hendekler kazılırken, valilere, kaymakamlara ‘bunları görmeyin‘ talimatını veren kimdi? Oslo'da teröristler ile bürokratlarını masaya oturtan kimdi? Devletin kozmik odalarını teröristlere açan kimdi? Tapeler ortaya dökülmeden önce Pensilvanya'daki yol arkadaşına ağlayarak ‘Ne istedin de vermedim' diyen kimdi? İsrail'den Yahudi Cesaret Madalyası alan kimdi? ‘Gazze'ye gideceğim' deyip, damadını İsrail'e enerji projesi görüşmek için gönderen kimdi? Mavi Marmara mağdurlarının İsrail aleyhine dava açmasını önlemek için yasa çıkartan kimdi? Tüm bunları yapanların başkalarına ‘Terör destekçisi' deme ya da ‘Uluslararası hukuku hiçe sayan İsrail muhibi' deme hakkı yoktur. Bunları yapanlara İsrail muhibi, terör destekçisi denir".
'MİLLİ GELİRİMİZ ERİYOR'
Geçen hafta portakal, bu hafta Akpınar ve Gezen
"Saraydaki kibir abidesi geçen hafta Sayın Fatih Portakal'ı hedef göstermişti. Bu hafta da Sayın Metin Akpınar ve Sayın Müjdat Gezen, Erdoğan'ın nefret dolu sözlerine hedef oldu" diyen Öztrak, Erdoğan'ın dün meydanlardan verdiği talimat doğrultusunda bu sanatçıların polis eşliğinde adliyeye götürüldüğünü, bunun yürütmenin yargı üzerindeki tahakkümünün ne hale geldiğini açıkça gösterdiğini söyledi.
'FAİZ LOBİLERİNİN BÜTÇESİ'
Öztrak, Cumhurbaşkanlığı'nca hazırlanan ilk bütçenin geçen hafta kabul edildiğini hatırlatarak, "Bütçe de rejimin kendisi gibi ucube çıktı. Saray, 24 Haziran'da ‘siz bu kardeşinize yetkiyi verin, faizle nasıl uğraşılır göreceksiniz' demişti, ne yaptığını görüyoruz. Önümüzdeki yıl vatandaşlarımıza yapılacak harcama için konan ödenekler bu yıla göre sadece yüzde 13 artmış. Buna karşılık faiz ödeneklerindeki artış, yani milletin vergilerinden faizcilerin cebine konacak paralar ise yüzde 53,5 artmış. Bu bütçe, faiz lobilerinin bütçesi" değerlendirmesinde bulundu.
'DEVLET İŞLEMEZ HALE GELDİ'
Doların bu yıl Türk Lirası karşısında yüzde 40 değer kazandığına dikkati çeken Öztrak, ocak ayı başında yüzde 13 olan iki yıllık devlet tahvilinin faizinin şu anda yüzde 21 olduğunu söyledi.
Ekonomik güven endekslerinin gerilediğini savunan Öztrak, "Nereden çıkıyor bu ‘güven arttığı, risk primleri düştüğü' hikayeleri bunu anlamak mümkün değil. Rakamları nalıncı keseriyle kendisine yontup, kriz yokmuş gibi yaparak vatandaşa bunları yuttururuz zannediyorlar ama bu defa olmaz. Görmezden gelerek, aspirin vererek, pansuman yaparak bu işi çözmeleri mümkün değil. Vatandaşın mutfağında işler her gün kötüye giderken, bu ‘cambaza bak' siyasetinin işlemesi mümkün değildir" diye konuştu.
‘Ömrü 100 yılı aşan parlamenter sistemin yıkılarak, liyakatsız kadrolar elinde devletin işlemez hale getirildiğini, bunun sorumluluğunun ise iç ve dış mihraklara yıkılmak istendiğini' dile getiren Öztrak, "Gezi Parkı eylemleri ekonomiyi bozdu, kandırıldık, dış güçler ekonomimize saldırıyor" söylemlerinin artık gerçekleri örtmediğini kaydetti.
'IMF İLE FLÖRT DEDİKODULARI VAR'
Öztrak, TBMM'de görüşülmekte olan torba kanuna göre eskiden müsteşarlarda bulunan yetkilerin, bakan yardımcılarına devredildiğini, müsteşarların işin ehli kişiler, bakan yardımcılarının ise açıkça siyasi şahsiyetler olduğunu söyledi.
Artık Hazine'nin borçlanma yetkisini siyasi bir kişiliğin kullanacağına dikkati çeken Öztrak, ihalelerin üzerine şaibe düşürülmemesinin önemli olduğunu, ihalelerle ilgili sonuçların belirlenmesinin bu kurumlarda en üst düzeyde teknik kim varsa ona bırakılması gerektiğini vurguladı.
'İKTİDAR, IMF İLE NİKAHI SEÇİM SONRASINA BIRAKTI'
Öztrak, "Öyle anlaşılıyor ki bu iktidar, saray IMF ile sözü kesmiş, nişanı, nikahı da bir arada 31 Mart sonrasına bırakmışlar" diyerek, şöyle devam etti: "Devletin yapısını altını üstüne getirirseniz, damadı devletin hazinesinin başına koyarsanız, milletin atadan, dededen kalan son mallarını Varlık Fonu'na doldurup paralel bütçe gibi kullanmaya kalkarsanız, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan bankalara sermaye vermeye kalkarsanız, vatandaşlara tasarruf tavsiye ederken, kendiniz uçan saraylarda gezerseniz, ülkenin borçlarını 16 yılda 3.5'e katlatırsanız, ülkenin rezervlerini eritir, kısa vadeli borcunu bile karşılayamaz hale getirirseniz, üretmeden tüketmeyi, yandaşı zenginleştirmeyi kalkınma zannederseniz, ‘Her şeyi ben bilirim' deyip, sizi uyaran muhalefete kulak vermek yerine, muhalefeti teröristlikle suçlarsanız, soluğu alacağınız yer zaten IMF'nin kapısıdır. Öyle görünüyor ki Erdoğan başbakanlığı döneminde IMF'den aldığı 10 milyar dolarlık krediyle IMF'den borç alan son başbakan olarak tarihin sayfalarına geçmişti, şimdi görünen odur ki IMF'den borç alan ilk Cumhurbaşkanı olarak Sayın Erdoğan tarihin sayfalarına geçecektir."
Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin görev sürelerinin bir yıl uzatılmasını da eleştiren Öztrak, bu düzenlemenin, hukuk ve Anayasa hiçe sayılarak yapıldığını, AKP iktidarının seçimleri kazanabilmek için her türlü hukuksuzluğu denediğini iddia etti.
Öztrak, "Ne yaparlarsa yapsınlar, korkunun ecele faydası yok. 31 Mart'ta milletimiz atacağı tokatla bu kibir abidelerine hak ettiği dersi verecek" ifadelerini kullandı.