Gündem Dışı'na bu hafta dijitalleşme, strateji ve gelecek projeksiyonları uzmanı Tolga Yücel konuk oldu.
‘İNSANLIĞIN ÜRETTİĞİ YENİ SORUNLARA BAKIP GELECEĞE İLİŞKİN BİR ANALİZ YAPIYORUM'
"Bize sunulan gelecek içerisinde, gelecek anlatıcıları geleceğin herkes için çok güzel geleceğini, herhangi bir sorun olmayacağını, herkesin önünde birer robot olacağını, konforlu bir yaşam sürüleceğini, yaşam ömrünün uzayacağını, hastalıkların çözüleceğini anlatıyorlar. Ben de insanlığın geçmişine, insanlığın ürettiği yeni sorunlara bakıp geleceğe ilişkin bir analiz yapıyorum. Aslında bugünkü sorunlarımızın biraz daha farklılaşarak yeni sorunlarla karşı karşıya kalacağımızı, teknolojiyi kendisinin refahı için bulan insanların aslında şu anda bir nevi teknoloji üretmiyorsa bu teknolojinin kulu kölesi olduğu bir dönemde ‘sıradanlar'ın gelecekteki hayatının hiç de bugün anlatıldığı gibi olmayacağını, onun için bugünden bir şey yapmamız gerektiğini, yani geleceğin aslında bugünün temel konusu olduğunu söylemek ve bunun altını çizmek için ‘Son İnsan'ı yazdım."
‘İNSANLAR KENDİLERİNİN TEK BAŞINA KONTROL EDEMEYECEKLERİ BİR KORKUNUN İÇİNDE'
"Fransa'daki olaylara baktığımızda ve 2008 krizinden sonra Trump'ın seçilmesine de baktığınızda ‘sıradan' muhafazakar orta yaşlılarla, ‘sıradan' sol orta yaşlıların ilk defa bir koalisyonu ile karşı karşıyayız. Aynı şeyi düşünüyorlar. Fransa'daki dertlere de bakarsak, ekonomik canlılığını doğuya kaydığı gündemde, Fransa'da ne yaparsa yapsın katma değerini artıramayan insanların sarı yelek giyerek ayaklandığını, nümayiş yaptığını görüyoruz. Temeline baktığımızda korkuyu görürsünüz. Çünkü öfkenin temelinde hep korku vardır. Şu anda insanlar kendilerinin tek başına kontrol edemeyecekleri bir korkunun içindeler."
‘NEYİ NASIL YAPACAĞINI BİLMEYEN İNSANLAR ŞU ANDA ÜRETİM KARARLARI VERİYORLAR'
"Geleceği aslında bir masal gibi anlatıyoruz. Gelecek, aslında bugün. Geleceği şekillendirecek kuşakları yetiştirdiğimiz duygusundan yoksun davranıyoruz. Neyi nasıl yapacağını bilmeyen insanlar şu anda üretim kararları veriyorlar. Ama dünyada bu, böyle değil. Dünyada kot pantolonlu, siyah tişörtlü gencecik çocuklar kararları veriyor. Git gide arayı açan bir neslin varlığını kabul etmemiz gerekiyor. Bu nesli anlayıp, bu nesle bizim yetenekli gençler yetiştirmemiz gerekiyor. Çünkü bu yetenekliler? dünyayı değiştiriyor, biz de ne kadar yetenekli bir sınıf yaratabilirsek onlar da diğerleri için bunu yapabilirler. Ülkeler için büyük bir yük haline gelecek, ‘sıradanlar'. Bugün Avrupa'nın bir çok ülkesinde kargaşaların çıkmasının sebeplerinden biri bu. Yaşam ömrü uzayan insanlar düşünün, ama ekonomiye katkıları yok."