Avusturya Ulusal Meclisi'nde salı günü yapılan oylama sonucunda, sembol yasası kabul edilmişti.
Ülkede ilk olarak 2015'de yürürlüğe giren ve IŞİD, EL Kaide gibi terör örgütlerine yönelik propagandanın önlenmesini hedefleyen yasa, aşırı sağcı hükümetin yönetime gelmesiyle genişletilerek yeniden düzenlendi.
'PKK VE HİZBULLAH'A AİT SEMBOLLER DA YASAKLANDI'
Düzenlenen yeni yasa kapsamında, PKK'nın yanı sıra Lübnan'daki Hizbullah'ın silahlı kanadı, HAMAS, Hırvat milliyetçisi USTAŞA, Müslüman Kardeşler ve Avusturya Türk Federasyonu'nun (Ülkücü hareketin Avusturya yapılanması) isimleri açıkça ifade edilerek, bu oluşumlara ait sembol ve işaretlerin yasaklanacağı bildirildi.
YASAKLI SEMBOLLERİN KULLANILMASINA 4 BİN EURO CEZA
Terör, aşırıcılık ve "siyasal İslam ile mücadele" adı altında, hem Türkiye'de hem de Mısır'da yasal ve meşru zeminde siyasi ve kültürel faaliyet yürüten Ülkü Ocakları ve Müslüman Kardeşler'e ait "Bozkurt ve Rabia" işaretinin yasaklanacak olmasına, ülkede yaşayan Türk ve Müslümanlar başta olmak üzere birçok kişi tepki gösterdi.
Aşırıcılık ve terörle hiçbir ilişkisi olmayan gruplara yönelik aşırı sağcı hükümetin tutumu, ülkedeki Müslüman ve Türkler üzerinden suni gündem oluşturarak, toplumun gerçek sorunlarının örtbas edilmek istediği şeklinde yorumlanıyor.
‘YASA MÜSLÜMANLARI HEDEF ALIYOR’
Hafız, yasayı Müslümanlar açısından daha da tehlikeli kılan bir başka konuya dikkati çekerek, "Yasa metninde yer alan bir maddeye göre İçişleri Bakanı istediği grup ve oluşumu aşırıcı olarak tanımlayabiliyor ve isterse yasaklayabiliyor. Bu durum Rabia sembolü ya da başka bir sembolün yasaklanmasından daha tehlikeli. Özellikle Müslümanları hedef aldığı anlaşılan yasa ile ülkedeki Müslüman topluluk huzursuz edilmek isteniyor" değerlendirmesinde bulundu.
‘AŞIRI SAĞCI GRUPLARA YASAK YOK’
Aşırı sağcı hükümetin, insanları yasaklarla dolu bir toplumda yaşamaya yönlendirdiğine işaret eden Hafız, "Sembol yasası yüksek oranda cezai yaptırımları öngörüyor. Kimi oluşumlar yasaklanırken Avusturya'da yerleşik Kimlikçiler gibi aşırı sağcı, ırkçı gruplara ait semboller yasaklanmıyor. Farklı ülkelere ait oluşumlarla mücadele ettiğini savunan hükümet, kendi aşırı sağcılarına karşı bir şey yapmıyor" diye konuştu.
Merkezi Avusturya'nın Vorarlberg eyaletinde bulunan Her Kültürün Vatanı (HAK) Partisi Genel Başkanı Murat Durdu da Avusturya Türk Federasyonu'nun ilk olarak ülkenin Vorarlberg eyaletine bağlı Bregenz kentinde 1978'de kurulduğunu anımsatarak Anayasayı Koruma Kurumu'nun (Milli İstihbarat Teşkilatı) bu federasyonu kurulduğu yıldan itibaren takip ettiğini ancak söz konusu grubun, herhangi bir suç ve aşırıcılığa karışmadığı için takip edilen oluşumlar içerisinden çıkartıldığını söyledi.
‘SEMBOL YASAĞI KISIR SİYASETİN ÜRÜNÜ’
Söz konusu yasayla Türk ve Müslümanların suç işleyen gruplar olarak gösterilmek istediğini belirten Durdu, "Olmayan bir durumu sorun olarak göstermeye çalışıyorlar. Anaokullarındaki başörtüsü yasağı gibi olmayan bir sorunu gündeme getirerek buradan siyaset yapmaya çalışıyorlar. Sembol yasağı da başörtüsü yasağı gibi kısır siyasetin ürünü" değerlendirmesinde bulundu.
Aktivist ve yazar Willhelm Lagthaler da sembol yasasını "anti demokratik bir uygulama" diye nitelendirerek her türlü siyasi oluşuma yönelik yasağa karşı olduğunu ifade etti.
Lagthaler, aşırı sağcı hükümetin sembol, başörtüsü gibi yasaklarla ülkedeki kimi grupları hedef alarak toplumdaki kamplaşmayı derinleştirdiğini vurguladı.
‘BAŞBAKAN PARALEL TOPLUM OLUŞTURUYOR’
Avusturya Ulusal Meclisinde salı günü yapılan oylama sonucunda, "Sembol yasası" kabul edilmişti.
Terörle mücadele adı altında Bozkurt ve Rabia işaretlerinin yasaklanmasına tepki gösteren Türkiye, söz konusu işaretlerin aşırılıkla uzaktan yakından ilişkisinin olmadığına dikkati çekmişti.
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Avusturya'nın aşırılıkla mücadele etmek istiyorsa kendi ülkesinde artış gösteren aşırı sağcı politikalara yoğunlaşması gerektiğine işaret edilerek, "Ülkemizde yasal bir siyasi partinin sembolü olan 'Bozkurt' ve ülkemizin yanı sıra birçok ülkede Müslümanlar tarafından yaygın olarak kullanılan 'Rabia' işaretlerinin 'Sembol Yasası' kapsamına alınmasını kabul etmiyoruz ve şiddetle kınıyoruz" ifadeleri yer almıştı.