GÜNDEM DIŞI

Yazar Uslu: İstanbul'un bisiklete binen insanlara, el ele dolaşan sevgililere ihtiyacı var

RS FM'de yayınlanan Gündem Dışı programına konuk olan yazar Melih Uslu, "Yürümekten kopan bir topluma doğru gidiyoruz. Yürümenin aslında bir felsefesi var. Bu Antik çağlardan beri böyle. Denir ki ‘yürümemeyen yerler, şehir olmaktan çıkmıştır'. İstanbul'un bisiklete binen insanlara, el ele dolaşan sevgililere ihtiyacı var" dedi.
Sitede oku

Gündem Dışı'na bu hafta İngiltere'de The Daily Telegraph, Fransa'da Le Figaro, Rusya'dan Pravda ve Kommersant, Almanya'dan Die Welt, Hollanda'dan Levenin başta olmak üzere 20'den fazla gazete ve dergiye yazan Melih Uslu konuk oldu. Uslu'yla İstanbul'daki yürüyüş rotaları ve bu rotalara ilişkin yazdığı 'Yürüyerek İstanbul' kitabı ekseninde sohbet edildi.

Yürüyerek İstanbul kitabını, şehre başka bir gözle bakmak, şehri yürüyerek keşfetmek ve her gün değişen, gelişen bu devasa şehrin farklı renklerini görmek için hazırladığını söyleyen Uslu, "Bu kitabı hazırlamak benim için bir rüyaydı" diye konuştu.

'ANLATILACAK ÇOK FAZLA ŞEY VAR'

"Yeryüzünde görülmeye ve keşfedilmeye değer çok şey olduğuna inandım hep. Hayat hep sizin nasıl baktığınıza bağlıdır. Olumsuzlukları görmek isteyenler için yeryüzü bir çok acıyı beraberinde getirebilir. Ama ben hayatın güzel ve renkli yönlerini göstermek istiyorum. Çünkü bunu yapan gezginlere ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Güzel bir coğrafyada yaşıyoruz. Anlatılacak çok fazla hikaye var. Büyük bir kültür coğrafyasının içersindeyiz. Ve bunları dünyaya anlatmak gibi bir derdim var."

'BİR ŞEYE İNANIRSANIZ, BU SONUÇ VERİYOR'

İngiltere'de The Daily Telegraph, Fransa'dan Le Figaro, Körfez ülkelerinden Gulf News ve The National, Rusya'dan Pravda ve Kommersant, Almanya'dan Die Welt, Hollanda'dan Levenin başta olmak üzere 20'den fazla gazete ve dergiye yazan Melih Uslu, "Neredeyse çeyrek asıra yakın bir süre boyunca Türkiye'nin, İstanbul'un, Anadolunun kültürünün güzelliklerini, zenginliklerini dünyaya anlatmak gibi bir derdim oldu ve bundan hiç vazgeçmedim. Hep ürettiğim içerikleri, fotoğrafları yayınlamak için çaba sarf ettim. Bir şeye inanırsanız, bu sonuç veriyor. Nemrut Dağı'nda Komagene heykellerinin gizemini anlattım, Konya'daki Mevlevi kültürünü anlattım, Sümela manastırının görkemli halini anlattım" diye konuştu.

Uslu, "Popüler ve çok satan bir yazar olma hayalim hiç olmadı. Çünkü ben hep üreten bir tür yazı işçisi, yazı fabrikası gibi çalıştım. 20 yıldır yazıyorum, bazen günde 12 saat yazıyorum" dedi.

Algısı değişse de İstanbul'un halen ‘yürünebilir bir şehir' olduğunu söyleyen Uslu, "Yürümekten kopan bir topluma doğru gidiyoruz. Biraz konformist olduk. Yürümenin aslında bir felsefesi var. Bu Antik çağlardan beri böyle. Denir ki ‘yürümemeyen yerler, şehir olmaktan çıkmıştır'. Bu şehirde mutlu olacaksak ve bu şehre karşı bir aidiyetlik hissedeceksek yürümeye başlamamız lazım. Bu kent biraz fazla agresif oldu. Dolayısıyla sevgililerin olduğu yerde, kadınların bebek arabalarını gezdirdiği yerde bu agresiflik geriye gidecektir. Bisiklete binen insanlara, sevgililere, el ele dolaşan çiftlere, yürüyen insanlara ihtiyacı var bu şehrin. Yürümek size yüzleşmek, kendini dinlemek, insanı anlamak, yaşadığınız şehri anlamak için bir fırsat verir" şeklinde sözlerini sürdürdü.

Yorum yaz