Hürriyet'ten Hacer Boyacıoğlu'nun haberine göre Ticaret Bakanlığı, bu yılın ilk 9 ayında 460 ton limonun sınır kapılarından geri döndüğünü açıkladı. Bu rakam geçen yıla göre 3 kata yakın bir artışa denk düşüyor. Bunun dışında 30 ton kayısı ve 17 ton çilek de geri dönmek zorunda kaldı. Geri dönüşler firmalar arasında ihtilaflar ve ülke gümrüklerinde gerçekleştirilen kontrollerde karantina etmenlerinin tespit edilmesi nedeniyle yaşandı.
'MAKUL SAYILABİLİR'
Ticaret Bakanlığı'nın verdiği bilgiye göre, 2017 yılında çeşitli ülkelere gönderilen 139 ton limon, 22 ton kayısı ve 58 ton kiraz yurda geri döndü. 2018 yılının Ocak-Eylül döneminde ise, 460 ton limon, 30 ton kayısı ve 17 ton çilek geri döndü. Geri dönen ürünlerin ihracata oranı ise, miktar bazında, 2017 yılında limonda on binde 3, kayısıda on binde 4 ve kirazda binde bir oldu. Söz konusu oranlar, 2018 yılının Ocak-Eylül döneminde ise, toplam limon ihracatının binde 1'i, toplam kayısı ihracatının on binde 4'ü, toplam çilek ihracatının da binde 1'i geri döndü. Bakanlık, "Geri dönen ürünlere ilişkin söz konusu oranlar çok düşük seviyelerde tezahür etmekte olup, ticaretin olağan akışında makul karşılanabilecek düzeydedir. Bahse konu iadeler, firma ihtilafından veya alıcı ülke gümrüklerince gerçekleştirilen kontroller neticesinde anılan ürünlerde karantina etmenlerinin tespit edilmesinden kaynaklanmaktadır" görüşünü dile getirdi.
250 MİLYON DOLARLIK LİMON İHRACATI
SEBEBİ AKDENİZ MEYVE SİNEĞİ
Türkiye Yaş Meyve Sebze İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi Konsey Üyesi Ali Kavak Rusya'nın bazı ürünleri geri gönderdiğini belirtti. Kavak, "Akdeniz meyve sineği bahanesiyle ürünleri geri yolluyorlar. Meyve sineğinin insan sağlığına bir etkisi yok. Ürünün raf ömrü azalıyor. Rusya ise haşerenin ülkesinde yayılmasını istemiyor. Her dönen ürün hastalıklı değildir" dedi.
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, geri dönen ürünlerin Türkiye'nin tarımsal itibarı için de sıkıntılı olduğunu söyledi. Geri dönen ürünlerin tüccarlar tarafından 3. ülkelere gönderilmeye çalışıldığını ifade eden Güngör, Türkiye'de iç tüketimde de kimyasal kalıntılara dikkat edilmesi gerektiğini kaydetti. Güngör, "Örneğin hasattan 7 gün önce atılması gereken ilaç için sadece 3 gün bekleniyor. Sonra ürün hale gidiyor, buradan da manava ve bizim masamıza geliyor. Bu yüzden hallerde de mutlaka tarımsal test yapılmalı" diye konuştu.