Abdülaziz'in Kaşıkçı ile Ağustos 2018'e kadar WhatsApp üzerinden konuştuğunu ancak telefonunun takip edildiğini fark etmesi üzerine daha güvenilir yollarla iletişimlerini sürdürdükleri belirtildi.
Toronto Üniversitesine bağlı Citizen Lab adlı kuruluşun telefonunun hacklendiğini ortaya çıkarmasının ardından Abdülaziz'in, Kaşıkçı ile olan ilişkisi hakkında konuşmaya karar verdiğine işaret edilen haberde, söz konusu yazılımın İsrailli NSO firması tarafından üretildiği tespit edildiği ve Abdülaziz'in bu firmaya dava açtığı da kaydedildi.
CNN'e göre, söz konusu yazışmalardan, Kaşıkçı'nın MbS'nin 'huysuzluklarından' dolayı tedirgin olduğu anlaşılıyor.
Abdülaziz ile Kaşıkçı arasında mayıs ayında geçen bir konuşmada, bir grup Suudi aktivistin kendi ülkesinde tutuklanmasının ardından Kaşıkçı'nın, Veliaht Prens hakkında, "Ne kadar çok kurbanını yerse, daha fazlasını isteyen bir canavar 'Pac-Man' gibi. Bu zulüm, kendine destek veren kişilere dahi ulaşırsa şaşırmam" yazdığı görülüyor.
Kaşıkçı'nın bir başka mesajında da MBS'den, "Güce, baskıya aşık ve bunları göstermesi gerekiyor. Ancak zorbalığın bir mantığı yok" diye bahsettiği göze çarpıyor.
'TELEFONUMUN HACKLENMESİ ÖNEMLİ BİR ROL OYNADI'
Abdülaziz CNN'e yaptığı açıklamada, Kaşıkçı ile aralarındaki konuşmalarda, Suudi yönetimini sorumlu tutacak bir online gençlik hareketi planlamaya başladıklarını belirtti. Abdülaziz ayrıca bu projeleri hakkında Suudi Arabistan hükümeti tarafından bilgilendirildiğini söyledi ve durumu Kaşıkçı'yla da paylaştığını anlattı.
Ağustos ayında aralarındaki konuşmaların takip edildiğinden şüphelendiğini ve 2 ay sonra Kaşıkçı'nın öldürüldüğünü kaydeden Abdülaziz, "Telefonumun hacklenmesi, Cemal'e olanlar konusunda önemli bir rol oynadı. Gerçekten çok üzgünüm. Bu suçluluk, beni öldürüyor" diye konuştu.