Fatih Yaşlı: Erdoğan sınıfsal değil kültürel çatışma varmış gibi gösteriyor

BirGün gazetesi yazarı ve akademisyen Fatih Yaşlı, Erdoğan’ın toplumun bir kesimini elitler olarak göstermesini Seyr-i Sabah programında eleştirdi. Yaşlı, Erdoğan’ın bunu sermayeye verdiği desteği gizlemek için yaptığını iddia etti.
Sitede oku

Erdoğan, AK Parti'nin 20 başkan adayını daha açıkladı: Ankara'da Özhaseki, İzmir'de Zeybekci
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında Kadıköy, Şişli ve Çankaya gibi ilçelerde oturanları ülkenin kaymağını yiyen elit tabaka olduğunu dile getirdi. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve BirGün gazetesi yazarı Dr. Fatih Yaşlı, bu demeci Türkiye'de aslında mevcut sınıfsal çatışmanın üstünün örtülmesi ve kültürel bir çatışma varmış gibi gösterilmesi olarak tanımladı. Yaşlı, AK Parti iktidarı boyunca sermayenin her istediğinin yapıldığını, ancak kriz ortamında ezilen kesimin oyunu alabilmek için ortaya böyle bir tez attığını dile getirdi:

‘16 YIL BOYUNCA SERMAYENİN KARINA KAR KATTILAR'

"Ankara'da Çankaya'da oturan biri olarak söyleyeyim: Farklı sınıfsal pozisyonlarda oturan insanların bulunduğu ilçeler bunlar. Evet çok küçük bir bölümü zengin olabilir ama devlet memurları, orta sınıflardan bürokratlar, öğrenci ve emekçi kesimler. Burada tarihsel değerlendirme yapmak lazım: AKP iktidarının ve Erdoğan'ın bir ideolojisi var. Türkiye tarihine belli bir perspektiften bakıyor. O perspektif Osmanlı'dan Türkiye'ye bakan süreçte Tanzimat'tan, sonrasında meşrutiyetten cumhuriyete bir grup elit Osmanlı'yı alıp modernleşme serüvenine soktu. Bu yüzden toplumda ikilik ortaya çıktı. Bir tarafta elitler batılılaşmayı getirdi, diğer tarafta mütedeyin kitleler var. Bunu her zaman güncel çatışmalara tahvil etmek istiyorlar. Bir taraftan batıyla işbirliği içinde olan bir kitle var öbür tarafta vatan millet din aile vatansever kitle var. Türkiye'nin sağ siyasetteki yönlendirmesi o kitlelere oynar. AKP iktidara gelene kadar merkez iktidardaydı, bir süre sonra AKP ile birlikte çevre iktidar oldu diyen akademisyenler var.

Kriz, üretim üssünü vurdu: 50 bin kişi işsiz kaldı
Yanıldıkları bir yer var. Türkiye toplumu sınıflardan oluşur. Temel çelişki emekle sermaye arasındadır. Türkiye İslamcılığı bunun üstünü örtmeye çalışır. Türkiye'nin son 16 yılında zenginleşen kesimlere ve yoksullara bakalım. AKP iktidarı 16 yıl boyunca sermaye sınıfının karına kar katması için çalışan bir iktidar oldu. Sadece geleneksel sermaye kesimlerini mutlu etmedi hazine garantili projelerle yeni bir sermaye de oluşturuldu. Siz Beşiktaş ve Çankaya'daki insanları hedef gösterirken aslında 16 yıl boyunca hükümetin neye ve kime hizmet ettiğini nasıl beslediğini örtmüş oluyorsunuz. Zaten krizin derinleşmeye başladığı andan itibaren açıklanan kurtarma programına bakınca krizin yükünün zenginden alınıp fakire verildiğini görüyoruz. Bunun en güzel örneği işsizlik fonundan alınan paralar. Bunlar emekçinin fonundan kesiliyor ve sermaye kesimine rant olarak veriliyor.

‘ÇANKAYA'DAKİ EMEKLİ ÖĞRETMEN Mİ ELİT, ÇUKURAMBAR'DAKİ MÜTEDEYİN İŞADAMI MI?'

Ortada sınıfsal değil de kültürel çatışma varmış gibi gösteriliyor. Çankaya'da oturan emekli öğretmen elit olarak gösteriliyor, Çukurambar'da oturan AKP zengini namaz kılıyor diye sıradan insan sayılıyor. Elitlikle alakası yok bazı şeylerin. AKP kendini ezilenlerin temsilcisi olarak gösteriyor. Ama bunu yaparken 16 yıl boyunca kapitalist sistemin çıkarları doğrultusunda hareket etti. Bunun üstünü örtmeye de yarıyor bu. Kodamanlarla kavga ediyormuş gibi gösteriyor kendini ki yoksulların oyunu alabilsin. Aslında bu cümleler köprüleri atan oradakileri hedef gösteren yapısı, buralardan doğru dürüst oy alamıyoruz ülkenin geri kalan yerlerinde ekonomik kriz nedeniyle kaybettiğimiz oylara yüklenelim diyor gibi geldi bana. Burada yaşayanların neredeyse vatan haini gibi ülke yansa umursamadığını söylüyor.

‘OYUNUN KURALLARINI OYUN DEVAM EDERKEN DEĞİŞTİREN BİR PARTİ VAR'

KONDA Genel Müdürü Ağırdır: AK Parti oylarını artıramayacak
Uzun süredir Türkiye'de siyaset kilitlendi. Sadece iktidar değil muhalefet de kendini ileri atacak pozisyonları alamıyor. AKP bir rejim kurdu o rejim yerleşmeye çalışıyor. Ama toplumun yüzde 50'si buna karşı olduğu için hegemonyalarını kuramıyorlar. MHP bir muhalefet partisi gibi ama iktidar ortağı gibi davranıyor. Resmi olarak koalisyon parçası değil. Bu da onların kafasını karışık gösteriyor. CHP uzunca süredir nasıl muhalefet izleyeceğini belirleyemediği için alternatif değil. İYİ Parti ne yapacağını bilemiyor. HDP operasyonlara maruz kaldığı için kopmuş durumda. Partilerin tek başına kitleleri sürükleyemediğini görüyor. Bunun toplumdaki karşılığı, insanların kolay kolay sandığa gitmeyeceğini gösteriyor. Oyunun kurallarını oyun devam ederken değiştiren bir parti var. İnsanlar giderek sandıktan umudu kesiyor bu yüzden. Bunlar sandıkla gitmeyecekler diyorlar. Aşağıdan yukarı bir muhalefet örgütlenirse bunu başka şekillerde iktidara duyurabilirlerse iktidar partisi de sandığı kendi hakimiyeti altına almaktan vazgeçebilir. Siyasetin sandıktan ibaret olmadığını göstermelerini başka eylem ve protesto biçimleri olduğunu göstermeleri benimseyip kabullenmeleri gerekiyor. 4 yılda bir yapılan seçimlerle oyunun kuralını karşı tarafın istediği zaman değiştirdiği yöntemlerle iktidarı kolay kolay dönüştüremezsiniz. Bu tür muhalefetle varılabilecek bir yer olduğunu düşünmüyorum."

Yorum yaz