Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Türkiye'nin kıt kaynaklarını doğru bir şekilde kullandığına işaret ederek "Türkiye tarımda başarılı bir ülke. Türkiye, Avrupa Birliği'nde tarımsal hasılatta birincisi, dünyada da yedinci" dedi. İstanbul'da, Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) tarafından düzenlenen 9. Boğaziçi Zirvesi'nde konuşma yapan Pakdemirli "Bugün itibariyle 39 ülkenin gıda 80 ülkenin su sıkıntısı var ve bunun da ileride gıda ve su savaşlarına yol açabileceğini düşünüyoruz. Küresel ısınma yüzde 20 ile 40 arasında bir verim düşüşüne neden olacak. Küresel ölçekli ekili alanlar, meralar karasal alanlarda yüzde 60'ını teşkil ediyor. Bu alanlar da tatlı suyun yüzde 70'ini kullanıyor. Tarım arazilerimiz yok oluyor. Su ve toprak kaynakları dünya çapında kirleniyor. Peki nasıl bir Türkiye'de yaşıyoruz? 2050'lere geldiğimizde 100 milyon civarında bir nüfusumuz olacak. Kentleşmede yüzde 86 olduğu bir ülke, küresel ısınma, yanlış gübreleme, erozyon gibi sebeplerle de tarıma elverişli arazilerin azaldığı bir Türkiye'yi mutlaka görüyor olacağız. Tabii ki iyi haberler de var. Erozyonla mücadelede Türkiye dünya lideri. Dünyada orman varlığını arttıran nadir ülkelerden biriyiz. 2023 hedefimiz, 15 yıl içerisinde yüzde 30 orman varlığımızı arttırmak. Şu an 4.5 milyarın üzerinde fidan diktik ama 2023 yılında 7 milyar fidan dikmiş olmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
‘TÜRKİYE KIT KAYNAKLARI İYİ KULLANIYOR, TARIMSAL HASILATTA AVRUPA BİRİNCİSİYİZ'
Tarımın savunma sanayiinden önemli olduğunun altını çizen Pakdemirli "Neredeyse her konuşmamda değindiğim üzere, tarım savunma sanayinden daha önemli. Çünkü gerçekten her türlü teknolojiyi yapabilirsiniz ama halkınız açsa, yani eğer buzdolapları boşsa bunun bir anlamı yoktur. Maslow'un da ihtiyaçlar hiyerarşisine baktığınız zaman önce karnımızı doyuracağız. Karnımızı doyuracağız ki ondan sonra başka ihtiyaçlarımızı karşılayalım. Türkiye'nin bugünkü durumuna da kısa bir göz atacak olursak; bugün Türkiye tarımda başarılı bir ülke. Avrupa Birliği'nde tarımsal hasılatta Türkiye birinci, dünyada yedinci. Ama özellikle baktığınızda toprak darlığında da on yedinci. Bu çok ufak bir matematik. Bize şunu veriyor; Türkiye'deki sınırlı kaynaklarımızı aslında iyi kullanıyoruz, Kaynaklar açısından on yedinci olmamıza rağmen, Avrupa'da birinci, dünyada ise yedinciyiz" ifadelerini kullandı.
‘RUSYA'DAN, BULGARİSTAN'DAN, UKRAYNA'DAN DAHA ÇOK YARARLANMALIYIZ'
‘RUSYA'DAN, BULGARİSTAN'DAN, UKRAYNA'DAN DAHA ÇOK YARARLANMALIYIZ'
Pakdemirli "Bizim etraftaki zenginliklerden dünyanın refahından daha fazla dahil olmamız lazım. Hep söylenen bir şey vardır. Hep bahsedilen Hollanda örneğini ele alalım. Hollanda'nın kendi gayri safi milli hasılası 23 milyardır, ama toplam satışları 100 milyar civarındadır. Bu demek oluyor ki Hollanda hub olmayı becermiş, dünyanın her tarafından gelen tarım ürünlerini tekrardan işliyor ve dünyaya satıyor. Bizim de özellikle bu bölgedeki zenginliklerden daha çok faydalanarak hub olmamız lazım. Ukrayna'dan, Kazakistan'dan, Rusya'dan, Bulgaristan'dan bu ülkelerin zenginliklerinden, bu ülkelerin üretimlerinden çok daha fazla faydalanmamız gerekir diye düşünüyorum" dedi ve şöyle devam etti:
‘ELEKTRİKLİ TRAKTÖR PROTOTİP ÇALIŞMALARI BAŞLADI'
"Tarımsal olarak gelişme alanlarından bir tanesi ürünlerin optimize edilmesi gerekliliğidir. Sınırlı kaynağımız var. Karı maksimize etmeye çalışırsak Türkiye aslında tarımsal hasılatını dörde katlayabilir. İyi bir optimizasyonla, planlamayla Türkiye bugünkünden çok daha fazla ürün üretmesi söz konusu olabilir. Biraz daha fazla teknolojiyi de kullanmamız lazım, verimliliği de kullanmamız lazım. Göreve geldiğimde en büyük problemlerden bir tanesiydi çiftçinin girdi kaynağı olan mazot. Mazotla alakalı taleplerin ardı arkası kesilmiyor. Dünya bugün elektrikli araçları konuşurken neden elektrikli traktör olmasın dedim. Aslında Türkiye'de de çok iyi bir sanayimiz olmasına rağmen çok da hazır olmadığımızı gördüm. Bu sebeple prototip çalışmalarına başladık."
‘YERALTI BARAJLARININ KATKISI BÜYÜK, DOĞAYA TAHRİBATI YOK'
Konuşmasında sulamanın önemine de dikkat çeken Pakdemirli "Dünyada yeni konuşulan bir şeyden bahsedeceğim; yeraltı barajları. Sulama ile ilgili baraj yaptığınız zaman, o işin kamulaştırması var, çevresel etki değerlendirmesi var, birçok konu var. Yer altı barajlarının çok büyük katkısı var. Doğaya da tahribatı yok. Baraj yaptığınızda çok ciddi bir buharlaşma problemi oluyor ama burada buharlaşma problemi de olmuyor. Hiçbir şekilde de doğaya zarar vermemiş oluyorsunuz. Bu konu, dünyada Avustralya dahil olmak üzere birçok ülkenin daha yeni yeni duymaya başladığı bir konu. Türkiye'de de, az da olsa, örnekleri olan bir konu. Bu konu üzerinde çalışmaya devam ediyoruz" diye ekledi.