‘KADINA TAM DUYARLI YAKLAŞILMIYOR'
Çok yönlü bir farkındalık çalışmamız var. Alan çalışması olarak giderek anlatıyoruz. Bunun sadece fiziksel şiddet olmadığını, ekonomik şiddet de kadınların yaşadığı bir sorun olduğunu hatta yargı kararlarına yansıyan sosyal şiddet de var. Kadını evin içinde tutup camı yağlıboyayla boyayan eşler de var.
Neler yapıyoruz? Uygulayıcı avukatlara yönelik yasayla ilgili eğitim seminerleri hayata geçirdik. Karar veren aile mahkemelerinin de adalet bakanlığı tarafından donatılması lazım. Yüzeysel olarak yapılıyor. Tam duyarlı yaklaşılmıyor. Şiddet gören bir kadın gidince rapor getir sana bir duruşma günü vereceğim derse bu hakimin yasadan haberdar olmadığını gösterir. Kanun, şiddete uğradım diyen kadına derhal koruma kararı verilir diyor. Bu yapılmıyorsa yargı yoluna büyük bir fedakarlıkla başvuran kişi ikinci defa hem de yargı önünde şiddete uğramış oluyor. Kadın şiddeti en yakınından en çok korunacağı yer olan aileden görüyor. Çünkü mücadele ederken ailenin korunması da mutlaka ekleniyor gerek Avrupa Konseyi sözleşmesinde gerek bizim yasalarımızda. Şiddetle mücadele ederken aile içi şiddet de bunun içinde. Mücadele onun için bu kadar zor.
Ekonomik şiddet de neredeyse devlet eliyle uygulanır hale geldi. Türkiye'de kadının durumu eğitimin durumu çok açık bir biçimde dikkate alınmazsa çözüm gerçekten uzun yıllar alacak. Burada çok önemli etkisi olan bir bakanlık var: Milli Eğitim Bakanlığı. Bunu uzun vadede önlemenin anahtarı bu bakanlıkta. Okul öncesi eğitimden başlayıp bu zihniyeti yerleştirmeliler. Önlemeye yönelik bir şey yapılmıştır sadece var olan mağduriyetlerde kadın kuruluşları destek verilmiyor. Kararlı bir devlet politikası olmadan bu iş çok zor. Yapılanlar bütünlük içinde bakanlık koordinasyonunda yürütülmedikçe kopuk oluyor."