Sputnik, etkinliğin organizatörleriyle konuştu.
RGGU Başkanı Yefim Pivovar, üniversite nezdinde faaliyet gösteren Rus-Türk Eğitim ve Bilim Merkezi ve Moskova Yunus Emre Enstitüsü arasında güçlü kültürel bağlar oluştuğunu kaydederek şunu söyledi: "Böyle yakın işbirliğinin örneklerinden biri de bu yakınlarda üniversitemizde gerçekleşen ‘Arşiv belgelerinde 500 yıllık Rus-Türk ilişkileri' adlı sergisi oldu. Üniversite olarak daha önce de Türkiye günlerini düzenledik, son 3 yıldır düzenli olarak yapılıyor. Üniversitemizde siyaset, ekonomi, tarih, dil uzmanları ile üniversitemize bağlı Sovyet Sonrası ve Bölgelerarası Araştırmalar Enstitüsü'nden öğrenciler, ‘Rusya-Türkiye: toplum, politika, kültür' programı kapsamında Türkçe öğreniyor".
'NAZIM HİKMET ARAMIZDAKİ ORTAK UNSURLARDAN BİRİSİ'
Moskova Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Ömer Özkan da etkinlikle ilgili şu değerlendirmede bulundu:
"Bizim RGGU ve Rus-Türk Eğitim ve Bilim Merkezi ile iyi bir işbirliği, iyi bir diyaloğumuz var. Mayıs ayında ilk defa Türkiye günü etkinliklerini birlikte yaptık. Sonra işbirliğimiz devam etti ve bir ay önce RGGU'da ‘Arşiv belgelerinde 500 yıllık Rus-Türk ilişkileri' sergimiz gerçekleşti. Burada Türkoloji okuyan öğrenciler için Türkiye ile ilgili etkinlikler çok faydalı oluyor. Onlar Yunus Emre Merkezimize de geliyorlar, Türkçe derslerine katılıyorlar. Önümüzdeki aylarda da bu tür etkinlikleri genişleterek, zenginleştirerek devam ettirmeyi planlıyoruz. 2019 Karşılıklı Kültür ve Turizm Yılı olacak. Ocak ayından itibaren mesela Nazım Hikmet ile başlamayı düşünüyoruz. Nazım Hikmet aramızdaki ortak unsurlardan bir tanesi, ünlü bir Türk şairdir ama uzun süre Moskova'da yaşamıştı. Ondan sonra sergilerimiz olacak, Türkiye-Rusya ortak temalı, Moskova'daki sinema salonlarında sinema günlerimiz olacak, konferansları da düzenleyecğiz".
'TÜRKOLOJİ GELECEĞİ OLAN BİR ALAN'
Mayıs ayındaki Türkiye Günü'ne da katıldıklarını söyleyen ikinci sınıf öğrencileri Mariya ve Anna, "Zaten 6 ay önceki etkinlikte de konser organizasyonunu ve programı, hangi şarkıyı söyleyeceğimize kendimizin karar verme fırsatını çok sevmiştik. Türkiye'yi seçtik, çünkü günümüz dünyasında Rusya-Türkiye ilişkileri aktif olarak gelişiyor ve Türkoloji geleceği olan bir alan" dedi.
Amina ve Nuriye de şunu ekledi: "Biz birinci sınıfta okuyoruz. Yani bu, bizim Türkiye ile ilgili ilk büyük etkinliğimiz ve Türkçe şarkı söylemek çok heyecan vericiydi. Türkçeyi öğrenmeyi seçtik, çünkü muhteşem Türk dizilerini orijinal dilde izlemek istiyoruz".