ABD Sağlık Bakanlığı, Ulusal Sağlık Enstitüleri (National Institutes of Health) ve Ulusal Onkoloji Enstitüleri'nin araştırmasına göre ülkede, atmosferde nükleer bir patlamanın meydana gelmesi durumunda halkın hangi dozda radyasyon alabileceğinin değerlendirmesini mümkün kılan etkili bir yöntem yok.
Raporda, "30 yıl boyunca radyoaktif kalıntıların dozimetrisi alanındaki araştırmalar, nükleer testlerin Nevada, Kazakistan, Marshall Adaları'ndaki poligonlarda yapılan nükleer denemelerinin sonuçlarının değerlendirilmesi için kullanıldı. Ulusal Onkoloji Enstitüsü'nün bu araştırmaları, ABD ve Rusya'nın deneyimlerini birleştirdi ve onlarca önemli bilimsel yayına döküldü. Yine de birçok kilit yönle ilgili bilgiler ya yok, ya da erişilmesi yasak. Bunun da ötesinde söz konusu araştırmaları tamamlayıp sonuçlarını yayınlayabilecek uzmanlar yok" ifadelerine yer verildi.
RADYASYON DOZLARININ TESPİT EDİLMESİNİ SAĞLAYACAK YÖNTEM YOK
Büyük bir kentin üzerindeki atmosferde nükleer patlaması olması durumunda, radyoaktif bir bulut ve ölümcül çökeltiler devasa bir alanı kapsayacağı için bölgedeki su kaynakları kullanılmaz hale gelecek, bu nedenle patlamanın merkezinden çok uzakta yer alan kaynaklardan su içenlerin dahi yüksek dozda radyasyon almaları riski oldukça yüksek olacak.
Sonuçta büyük devletlerin cephaneliklerinde bulunan nükleer cephane yeterince ‘temiz' olsa da bu cephanelerin yerleşimi sık bölgelerde yoğun bir şekilde kullanılması, vücut içi radyasyona maruz kalan yüzbinlerce ve belki de milyonlarca kurban anlamına gelecek.
Geniş ölçekli radyasyonlu bölgede acil servisler son derece ağır koşullarda çalışmak zorunda kalacak. Dolayısıyla etkilenenlerden her birinin hangi dozda radyasyon aldığını tespit edilmesini sağlayan yöntem olmadan hastalara zamanında yardım edilmesini engelleyecek. ABD Sağlık Bakanlığı'nın uzmanlarının ifadelerine bakılırsa şimdiye kadar bu tür konularda ciddi çalışmalar yapılmadı. Issız poligonlarda yapılan nükleer denemeler sonlanınca bu yönde araştırmalara da ihtiyaç kalmadı.
ATMOSFERDEKİ PATLAMALARA YÖNELİK ARAŞTIRMALARA DÖNÜŞ
Eski nükleer poligonların birçoğunda hala normal bir yaşam sürebilecek ortam bulunmuyor. Örnek verilecek olursa Marshall Adaları'nda bulunan Bikini Atolü, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) tarafından uzun süre onlarca nükleer deneme için kullanıldı, bu ada ‘Castle Bravo' olarak bilinen hidrojen bombası denemesine de ev sahipliği yaptı.
NÜKLEER SAVAŞ OLACAĞINI DÜŞÜNEN ABD'LİLERİN ORANI ARTTI
ABD hükümeti acaba neden şimdi atmosferdeki nükleer patlamaların sonuçlarıyla ilgili yeni araştırmalara ihtiyaç duyduğu sorusuna gelince, bu konu ilk başta Amerikalıların kendilerini ilgilendiriyor.
Geçen ekimde Washington'da bulunan Georgetown Üniversitesi'nden Prof. Matthew Kroenig, öğrencileriyle geleneksel yıllık anket yaparak nükleer bir savaşın şahidi olacaklarına inanıp inanmadıklarını sordu. 10 yıl önce sorulan bu soruya öğrencilerin arasından sadece 2-3 kişi olumlu yanıt verirken son zamanlarda bu tür karamsar düşünceye kapılanların oranının yüzde 60'larda olduğu anlaşıldı.