EKSEN

‘Netanyahu’nun ateşkes kararı seçimlere yönelik bir strateji’

İvo Molinas’a göre Netanyahu’nun Lieberman’ın istifasına rağmen Gazze ateşkesi Kasım 2019 seçimlerine yönelik ‘stratejik bir adım’. Arap ülkelerinin Filistin meselesine ilgisinin azaldığı ve İsrail’in bölgede yeni dostlar edindiğini belirten Molinas, Türkiye’nin İsrail ile ilişkisinin gelişmesine rağmen Hamas’ın arkasında ‘dik durduğunu’ vurguladı.
Sitede oku

İsrail, Gazze'deki El Aksa televizyonunu vurdu
İsrail ordusunun Gazze'ye sızma harekatının çatışmayla ve ardından da Filistin direniş örgütlerinin sert misillemesiyle sonuçlanmasının ardından Netahyahu hükümetinin Gazze ateşkesine olur vermesi İsrail iç siyasetini karıştırdı. Şahin Savunma Bakanı Avigdor Lieberman ‘terörizme taviz verildiği' teziyle istifasını sunarken, hükümetin bıçak sırtı bir duruma düşmesiyle İsrail'de erken seçim olasılığı gündeme taşındı. İsrail'in iç politikada Gazze, dış politikada da ise son dönemde sıkı ittifaka giriştiği Suudi Arabistan üzerinden yaşadığı sıkışıklık tartışılıyor.

Gelişmeleri Şalom gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İvo Molinas ile konuştuk.

‘HAMAS SAVAŞIN ÇIKIP ÇIKMAYACAĞINA KARAR VERİCİ ETKEN OLDU'

İvo Molinas, İsrail'in elit birliklerinin Gazze içlerinde düzenli olarak operasyonlar düzenlemekte olduğunu belirtirken, bu kez işlerin ters gitmesinin son çatışmaları tetiklediğini anlattı. Hamas'ın güneydeki İsrail kentlerine iki saat içerisinde 460 roket fırlattığını ve halkın 48 saat sığınaklarda yaşamak zorunda kaldığını belirten Molinas, vurulan evlerden birisinde de bir Filistin Arap vatandaşın hayatını yitirdiğini kaydetti. Molinas, Hamas'ın fırsatı olmasına karşılık asker dolu İsrail otobüsünü vurmayarak aynı zamanda ateşkesin kapısını aralamasına atıf yaptı:

İsrail'de Gazze istifası: Savunma Bakanı Liberman görevi bıraktı
"İsrail, çok elit, seçkin bir asker ve istihbarat grubu eşliğinde Gazze sınırını geçti. Bu aslında rutin bir sınırı geçme olaylarından biriydi. Yıl içinde çok kez yapılıyor bu iş. 6-7 kişilik çok elit bir grup istihbarat yapmak üzere gizlice Gazze sınırının 3 km içine giriyor. Orada ne yapılacağı belli değildi. Belki bir gözetim teçhizatı kurmak için gittiler deniyor. Bu çok da açığa çıkmıyor. Ama İsrail tarafından rutin bir sınır geçme olayı olarak görülüyor. Fakat bugüne kadar onlarcası yapılıp başarıyla döndürüldükten sonra ummadık bir şey oldu. Hamas askerleri bu elit kısmı fark ettiler ve aralarında silahlı çatışma çıktı. Bu İsrail'in hiç beklemediği bir olaydı. Bu çatışma sonucunda 7 tane Hamaslı militan ölüyor. İsrail'in yüksek rütbeli bir subayı da ölüyor. Uçakların bombardımanı eşliğinde yapılan bu çatışma İsraillilerin geriye dönmeleriyle sonuçlanıyor. Bu ilk kez ortaya çıkan bir olaydır. Dolayısıyla Hamas bunu son derece akıllı kullanarak verdikleri kayıplara karşın iki saat içinde aşağı yukarı 460 roket attı İsrail'in güneyindeki iki kente. Oranın halkı 48 saat boyunca korunaklarda yaşadı. Bu füzeler birkaç evi de vurdu. Bu evlerden birinde yaşayan Filistinli bir Arap vatandaşını öldürmekle sonuçlandı. Bu da olayın garip bir ironisi. Hamaslılar aslında bir Arap'ı öldürmüş oluyor. Hamas'ın bu 460 roketi atmasıyla birlikte çok akıllıca bir taktikle İsrail askerlerini taşıyan bir otobüsü İsrail askerleri indirdikten sonra bombalıyor. Çünkü Hamas aslında orada savaşın çıkıp çıkmayacağına karar verici etken oluyor. Hamas istese 50 İsrail askerinin bulunduğu otobüsü askerler inmeden bombalayabilirdi. Böyle yapmadı, askerler indikten sonra otobüsü bombalıyor. Yani Hamas yetkilisi şöyle bir açıklama yaptı: ‘Biz istesek onları da vururduk, fakat onları vursaydık bugün savaş vardı' diyor. İsrail bunun üzerine bu roketlere karşı orantısız güç kullanarak uçaklarıyla özellikle Gazze'deki Hamas'a ait istihbarat binalarını ve radyo, televizyon kulesini bombalıyor. Sonra da Mısır'ın araya girmesiyle ateşkes sağlanıyor. Netanyahu ateşkesi kabul ediyor.

‘LİBERMAN KENDİNİ NETANYAHU'NUN RAKİBİ OLARAK GÖRÜYOR'

Savunma Bakanı Lieberman'ın ise, "Terörizme yenik düştün Netanyahu diyerek istifasını verdiğini" anlatan Molinas'a göre Netanyahu, 120 sandalyeli parlamentoda artık 61 vekilin desteği ile ince bir çizgiye düşmesine rağmen, ülkeyi 2019 Kasım'ında sükunet içinde seçime taşımak için ateşkes yolunu seçti:

İsrail: Filistinliler Rus yapımı füze kullandı
"İsrail hükümetinin önümüzdeki günlerde kaderini tayin edecek olaylar zinciriydi bunlar. Demir Kubbe iki saat içinde orantı olarak çok fevri atılan 460 füzenin 150 tanesini yakalamış. Böyle bir teknolojisi yok tabii. Dakikada beş tane atılan roketi hepsini birden aynı anda yakalama kapasitesine sahip değil. Her bir olay İsrail'in teknolojisini geliştirmesi için de vesile oluyor. Ateşkes ilanından sonra halk sokağa çıkarak lastik yakarak Netanyahu'yu protesto etti. ‘Biz artık burada güvende değiliz ve sığınaklarda yaşamaktan da sıkıldık' dediler. Netanyahu'nun amacı burada ateşkesi sağlamak. Belirli bir gruba göre sağduyulu davrandı. Ne Filistin tarafına daha büyük zayiatın verilmesi ne askerlerinin ölmesini istemedi. Biraz da stratejikti. Çünkü önümüzdeki 2019 Kasım'da İsrail'de seçimler var. Vakit kazanıp İsrail güneyinde Hamas'ta sıkıntının en aza inmesi yönünde bir stratejisi var. Katar'ın da Hamas'a 15 milyon dolarlık bir yardım söz konusu. Bu da İsrail'in izniyle gerçekleşti. Dolayısıyla Hamas'ta halkın arasındaki nefret duygularını en aza indirmek anlamında Hamas'ı da belki biraz kontrol edip ve ateşkes sağlayarak İsrail'in bir yıl içinde sessiz sükûnet içinde seçimlere gidip iktidara gelme stratejisi de yatıyor. Avigdor Liberman tabii ki bunu bildiği için… Liberman bir parça Netanyahu'nun rakibi belki önümüzdeki seçimlerde, öyle olmasa da kendisini öyle sanıyor. Liberman halkın sesine kulak vererek, ki yüzde 73 İsrail halkı Netanyahu'nun bu son iki gündeki performansını zayıf buldu. Liberman bundan faydalanarak biraz daha kazanım elde edecek. Ama Netanyahu çok pragmatik bir lider. Hükümetini yakta tutmak için elinden geleni yapacak. Filistin Yönetimi Başkanı Abbas son derece rahatsız. Çünkü kendisi ‘bypass' edilerek Katar, Mısır, İsrail ve Hamas arasında belirli birtakım anlaşmalar yaparak kendilerine hiç danışılmadan bu işin ilerlemesinden son derece rahatsız. Hamas ile Batı Şeria'daki Filistin yönetimi arasında belirli bir mesafede açılmayla başlamış durumda."

‘ARAP DEVLETLERİ'NİN FİLİSTİN'E OLAN İLGİSİ YAVAŞ YAVAŞ AZALIYOR'

Netanyahu'nu elinde beklenmedik ekstra bir güç olduğunu belirten Molinas'a göre bu güç İslam dünyasında Filistin'e olan ilginin azalmasıyla ilgili. Molinas, İsrail'in bir yandan Suudi Arabistan'ın başını çektiği Arap ülkeleriyle diğer yandan da Hamas'a Gazze'de yardım kanalı açmasını kabul ettiği Katar'la ilişkisi olduğunu anımsatırken, alttan alta bir İsrail-İran gizli savaşının da bulunduğunu ekledi:

'Prens Selman, Kaşıkçı cinayetini unutturmak için İsrail'i savaş çıkarmaya teşvik ediyor'
"Netanyahu'nu elinde beklenmedik bir artı güç var. Bu da İslam dünyasının Filistin ile ilgisinin gittikçe kesilmiş olması. Suudi Arabistan başta olmak üzere Arap Yarımadasındaki çoğu küçük ülkenin İsrail ile bir anlamda destek alışverişleri var, gizli gizli. Ama artık açığa da çıktı. Hamas'a yardımı İsrail ile Katar anlaşmalı götürüyor. Ortadoğu'daki konjonktür aslında İsrail'in Filistin ile yapılması istenen barışı hep ötelemek stratejisine son derece uygun. Trump'ın da bu konuda desteği var ama ne yapacağı belli değil. Çünkü Kudüs'e taşınma evresinde ‘Ben Kudüs'e taşınmasını kabul ediyorum. Ama artık Kudüs'ün ne tarafının İsrail'in ne tarafının Filistin'in olacağını onlar kendi aralarında anlaşmayla belirleyecek' demişti. Bu İsrail'in sol politikacılarının bile argümanlarına karşı. Çünkü İsrail'deki sağ ve sol her zaman Kudüs'ün İsrail için bir ve bölünmez olduğunu söyler. Şu anki konjonktüre baktığımızda aslında bölgede bir İsrail-İran gizli savaşının olduğunu görebiliyoruz. İran bir şekilde Suriye ile Hamas'ı lojistik anlamda veya silah anlamında desteklerken bütün Arap devletlerinin yavaş yavaş Filistin'i dert etmekten çekildiğini görüyoruz. Çok bilinmeyenli bir denklem var aslında burada."

‘İSRAİL ARAP DÜNYASINI MENFAATİNE UYGUN OLARAK BÖLMÜŞ VE TARAFINA ÇEKMEYE BAŞLAMIŞ DURUMDA'

Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülen Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı vakasında daha ‘temkinli' duruşunu da değerlendiren Molinas, İsrail'in menfaatine uygun biçimde Arap ve İslam dünyasındaki bölünmüşlükten faydalanmaya çalıştığını vurguladı. Molinas'a göre İsrail'in Arapları kendi tarafına çektiği bu süreçte İran daha da ‘hırçınlaşabilir':

Rusya: İsrail ile Gazze arasındaki ateşkesi olumlu karşılıyoruz
"İsrail, Kaşıkçı olayını Türkiye'nin önemsediği kadar önemsemedi. Suudi Arabistan, İsrail'e yaklaşırken, bu yaklaşımı yönetenlerin şu anda Suudi devletini yönetenler olduğunu gördüğümüz için Suudi Arabistan'ın o konuda herhangi bir sıkıntı yaratmayacağı anlaşılıyor. Trump yönetiminin de bir anlamda aynı şekilde davranacağını görüyoruz. Dolayısıyla orada bir seçim ya da tercih problemi yok. İsrail aslında kendi menfaatine uygun olarak Arap dünyasını, İslam dünyasını konjonktürden, zamanın ruhundan da yararlanarak ikiye bölmüş ve kendi tarafına doğru çekmeye başlamış durumda. İsrail aslında dostluklar edinmeye başladı. İran'ın artık gittikçe yalnızlaşan politikasının daha da hırçınlaştırılabileceğini öngörebiliriz. Ama İran'ın Amerika'nın uyguladığı yeni ambargoyla ekonomik olarak çökebileceği varsayarsak, halkının da durumunu göz önüne alarak hırçınlaşma politikasına kayabileceğini söyleyebiliriz. İsrail ile Katar 90 milyon dolara anlaştılar. İsrail istese izin vermeyebilirdi. Bu çok önemli bir Katar-İsrail yakınlaşması."

‘TÜRKİYE HAMAS BAĞLAMINDAKİ POLİTİKASINDA DİK DURUYOR AMA İSRAİL'LE TİCARET İYİYE GİDİYOR'

Molinas, Türkiye'nin ise bir yandan İsrail ile ekonomik ilişkileri her geçen gün gelişirken, diğer yandan Hamas saflarında ‘dik durduğu' görüşünde:

"Türkiye şu anda İsrail'e karşı Hamas bağlamındaki politikasında dik duruyor. Nitekim (Türk) dışişlerinden yapılan kınama demeçlerine baktığımızda, Hamas'tan atılan roketlerden ve ölen İsrailli Arap'tan bile bahsedilmemesi ve sürekli İsrail'in kınanması dikkat çekiyor. Türkiye bu anlamda dik duruyor Hamas'ı desteklemek anlamında. Bu konuda zaman neyi gösterecek bilmiyorum. İsrail ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin her geçen gün daha da iyiye gittiğini görüyoruz. Ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi konusunda kafa patlatılıyor. Bu ekonomiye ait dünya, siyasete ait bir dünya değildir."

Yorum yaz