Anlaşma İngiltere'yi süresiz şekilde AB'nin yörüngesine hapsedip AB içinde söz hakkı vermeyen maddeleri olduğu için hem Brexit hem de AB'de kalma yanlılarının şimşeklerini çekerken, May, iktidardaki Muhafazakar Parti'de çalan isyan çanlarının eşliğinde parlamentonun karşısına geçti.
'BU ANLAŞMA OLMAZSA HİÇ ANLAŞMA OLMAZ'
Başbakan, vardığı anlaşmanın, 'İngiltere'nin AB'den doğru düzgün ve sorunsuz şekilde ayrılmasını sağlayacağından' söz edince, milletvekillerinin kahkahalarıyla karşılandı.
AB ile nihai anlaşmaya vardığında tekrar parlamentoya geleceğini ve ulusal çıkarlar adına milletvekillerinin onayını isteyeceğini belirten May, AB'den hiçbir anlaşmaya varmadan çıkmak veya Brexit'in hiç gerçekleşmemesi riskine girmektense kendisinin vardığı anlaşmanın tercih edilmesini tavsiye etti.
Anamuhalefetteki İşçi Partisi'nin lideri Jeremy Corbyn ise May'in baştan savma bir anlaşmayla işleri yüzüne gözüne bulaştırdığını, taslağın bizzat başbakanın kırmızı çizgilerini ihlal ettiğini ve kendilerinin 6 maddeli sınavını da geçemediğini söyledi.
Anlaşma taslağında geçiş sürecinin '20XX' tarihine dek uzatılmış gözüktüğüne dikkat çeken Corbyn, "Bu, 2099'a dek süreceği anlamına mı geliyor" diye dalga geçti.
Kimsenin onayını alamayan bu 'yarı pişmiş' anlaşmanın hükümet tarafından geri çekilmesi gerektiğini belirten İşçi Partisi lideri, hükümetin kaos içinde olduğunun altını çizdi.
KUZEY İRLANDALI ORTAK DA TERK EDİYOR
Anlaşmayı suda boğulup yüzen bir cesete benzeten İskoçya Ulusal Partisi milletvekili Ian Blackford, May'in AB'den kontrolü geri almaktan söz ettiğini, ama kendi kabinesini bile kontrol edemediğini dile getirdi.
Parlamentodaki soru-cevap seansında kahkahalarla karşılanan "Bir dahaki seçim ne zaman" sorusunu, May'in "2020" diye yanıtlaması üzerine milletvekilleri yine makaraları koyverdi.
Muhafazakar Parti'nin 'sert Brexit' yanlısı vekillerinden Jacob Rees-Mogg, May'e söyledikleriyle yaptıklarının artık birbirini tutmadığı eleştirisini getirdi. Rees-Mogg, partisinin liderine karşı güvensizlik oylaması süreci başlattı.
Muhafazakar Parti'nin AB karşıtı kanadının lideri olan Rees-Mogg, güvensizlik oylaması talep eden mektubunu teslim etmesinin ardından 13 vekil daha aynı yola başvurdu. Ama güvensizlik oylamasına gidilebilmesi için Muhafazakar Parti'den 48 vekilin mektup teslim etmesi lazım. 315 Muhafazakar vekilden 158'inin aleyhte oy kullanması halinde de May devrilir.
SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?
BBC Türkçe'nin haberine göre yazılı bir anayasası olmayan İngiltere'de başbakanın görevden alınma süreci, hangi partinin iktidarda olduğuna bağlı.
VEKİLLERİN YÜZDE 15'İNİN TALEBİ GEREKİYOR
Muhafazakar Parti'de liderlik oylama yapılması için, partinin milletvekillerinin yüzde 15'i bu yönde talepte bulunmalı.
Parlamentonun şu anki durumuna bakıldığında, Muhafazakar Parti'den en az 48 milletvekilinin partinin Avam Kamarası'ndaki parlamento grubunun (1922 Komitesi) başkanına mektup göndermesi gerekiyor.
Eğer oylama yapılır ve Muhafazakar Partili başbakan partisinin milletvekillerinden güvenoyu alırsa, 1 yıl boyunca bu şekilde başka bir oylama yapılamıyor.
GÜVENOYU ALAMAZSA İSTİFA
Ama Muhafazakar Partili başbakan oylamayı kaybederse istifa etmek zorunda.
YENİ LİDERİ SEÇMEK UZUN ZAMAN ALABİLİR
BİR SEÇENEK DE ERKEN SEÇİM
Elbette İngiltere'de başbakan yeni bir genel seçimle de değişebilir. Ama o da dolambaçlı bir süreç.
Oysa İngiltere 29 Mart 2019'da AB'den çıkacak.