Ahmet Hakan,"Diyanet İşleri Başkanı'na çok ama çok açık mektup" başlığıyla yayımlanan yazısında Kadir Mısıroğlu'na yaptığı ziyaretle kamuoyunda tepki çeken Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'a yazdığı açık mektuba yer verdi.
Hakan, şöyle devam etti:
— Fakat Sayın Diyanet İşleri Başkanı! Bunları demekle de yetinmemelisiniz. Ayrıca 'Saat 9'u 5 geçe kenefe gidin' sözünün İslami ahlak ve terbiyeye hiç yakışmadığını, asgari nezakete bile aykırı olduğunu, ölmüşlerimizin hayırla yâd edilmesi prensibini alenen çiğnediğini, bunun bir 'eleştiri' olmadığını, bir ağzı bozukluk olduğunu bu vesileyle mutlaka belirtmelisiniz. Diyebilirsiniz ki: "Kardeşim! Her ziyaretinde bulunduğumuz hastanın fikirlerine katılıp katılmadığımızı söylemek zorunda mıyız? Bu ne saçmalıktır!" Sayın Diyanet İşleri Başkanı, eğer ziyaret ettiğiniz zatın '10 Kasım'da kenefe gidin' diye bir sözü olmasaydı, eğer günler torbaya dolmuş gibi ziyaret günü olarak 9 Kasım'ı seçmeseydiniz, eğer '9 Kasım'da kenefe gidin' tarzı bir terbiyesizlik, bir 'fikir' olsaydı, eğer siz Diyanet İşleri Başkanı olmasaydınız bu sözünüzde yerden göğe kadar haklı olurdunuz.
— Sayın Diyanet İşleri Başkanı, işte tam da bu nedenle '9 Kasım tamamen tesadüftü' ve 'Kenef sözünü asla tasvip etmem' demelisiniz. Bunu söylemediğiniz takdirde sizin hakkınızda şu iki hükmün verilmesi kaçınılmaz olur. Bir; Diyanet İşleri Başkanı, Atatürk gibi milli bir değer üzerinden bu toplumun kutuplaşmasına katkı sağlamaktan gayet memnun. İki; Diyanet İşleri Başkanı, Atatürk gibi milli bir değere büyük kıymet veren bu milletin fertlerinin incinmiş olmasını hiç umursamıyor. Bu iki hükmü de geçersiz kılıp yerlere çalmak sizin elinizde Sayın Diyanet İşleri Başkanı. Lütfen harekete geçiniz.