‘AB'NİN TÜRKİYE'YE SUÇLAMALARI SON DERECE ASILSIZ'
Rusya Bilimler Akademisi Uluslararası Ekonomik İlişkiler Enstitüsü ve Rusya Diplomasi Akademisi'nden Doç. Vladimir Avatkov, Sputnik'e açıklamasında, bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu: "Türkiye Cumhuriyeti, Suriye ve diğer ülkelerden sığınmacı akınından en çok etkilenen ülkelerden biri. Türkiye bugün öncelikle kendi imkanlarıyla sığınmacılar için en uygun yaşam koşulları sağlıyor. Bütçeden muazzam paralar harcanıyor. Türkiye topraklarında yaklaşık 4 milyon sığınmacının bulunduğu dikkate alınmalı, bu çok büyük bir rakam. Türkiye onlara gıda gibi temel ihtiyaçlardan başlayarak Avrupa koşullarına kıyasla oldukça rahat çadırlar şeklindeki konuta kadar gereken her şey sağlıyor. Üstelik Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan defalarca, sığınmacıların Avrupa'ya hareketini önlemek için Avrupa'nın yardımına ihtiyaç duyduklarını dile getirdi. Ancak AB, Türkiye ile anlaşmada yazılan tüm parayı vermediği gibi, bir de Ankara'yı aslında yetkisini kötüye kullanmakla suçluyor. Türkiye'nin sığınmacıların Avrupa'ya sızması karşısında bir nevi duvar olduğu dikkate alınırsa bu, son derece asılsız suçlamalar. Eğer Avrupalılar Türkiye'yi saymaya hazır değilse ve Türkiye'nin yaptıklarına yardımcı olmaya hazır değilse tüm bu sığınmacılar eninde sonunda kendini Avrupa'da bulur".
‘AB, TÜRKİYE'DEKİ DURUMU DİKKATE ALMIYOR'
‘AB, İÇİNDE YAŞADIĞININ SORUMLULUĞUNU YÜKLEYECEK BİRİNİ ARIYOR'
Türkiye'nin, sığınmacıların evlerine dönebilmesi için Suriye'nin altyapısını onarmaya hazır olduğunu söyleyen Avatkov, AB'nin ise buna hazır olmadığını kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü: "Avrupalılar, Suriye'nin geleceği için sorumluluk hissetmiyor, ama ülkelerine gelen sığınmacı sayısından da şikayetçi, Avrupa'nın içinde yaşananların sorumluluğunu yükleyecek birini arıyor. Başka bir değişle onlar, kendi gözünde merteği görmüyor, elin gözündeki çöpü görüyor".