Transatlantik ittifakında ABD'nin Avrupa'dan da ‘esirgemediği' gümrük duvarı eşliğinde yükselen çatlakları, nedenleri ve olası sonuçlarını Kadir Has Üniversitesi'nden Prof. Dr. Serhat Güvenç ile konuştuk.
‘TRUMP'IN DÜZELECEĞİ BEKLENTİSİ VARDI'
Prof. Serhat Güvenç'e göre, ABD ve Avrupa'da Trump'ın seçilmesinden bu yana var olan ‘düzeleceği beklentileri' artık yitirildi. Avrupalıların artık Trump'ın ‘Atlantik'in iki yakasını birleştiren ilişkilere zarar verebileceği ve bunu göze aldığına hükmettiklerini belirten Güvenç, bunun sonucu olarak Avrupa'nın kendi güvenliğini kendi ellerine almasının gündeme taşındığına dikkat çekti:
‘TRUMP'IN İZOLASYONİST TUTUMU KÜRESELLEŞME AÇISINDAN HAYRA ALAMET DEĞİL'
Trump'ın ABD'yi bir CEO gibi yönetmeye çalışırken, Amerikan dış politikasının izolasyonist hattını yansıttığını anlatan Güvenç, dünyanın hegemon gücü olarak müttefiklerin güvenliğine katkıdan vazgeçer hale gelinmesinin sonuçlarına dikkat çekti. Güvenç, ABD üstünlüğünü yeniden sağlamak için uygulanan bu politikanın ‘genel refaha katkıda bulunduğu düşünülen, varsayılan küreselleşme açısından hiç hayra alamet olmadığı' değerlendirmesinde bulundu:
‘AVRUPA'DA HEM GÜÇ BOŞLUĞU HEM LİDERLİK BOŞLUĞU VAR'
Buna karşılık Güvenç'e göre Avrupa siyasetinde de sıkıntılar eksik değil. NATO ile ilgili mali yükler ve Avrupa Ordusu tartışmalarında Fransa'nın ittifakın askeri kanadına geri dönüşün henüz yeni olduğunun unutulduğunu anımsatan Güvenç, artık Brexit'le ve Merkel'in de aktif siyaseti bırakma kararıyla birlikte işlerin değiştiği bir iklimde Macron'un ‘güç boşluğunu doldurmaya soyunduğu' saptaması yaptı.
‘AVRUPA BİRLİĞİ SÜRDÜREBİLİR BİR PROJE OLMAKTAN ÇIKTI, DAĞILIP TEKRAR BİR ARAYA GELECEK'
Güvenç ABD yönetimi için Avrupa'nın bir öncelik olmaktan çıkmasının Avrupa'da da ‘eski düzenin kapandığına' işaret görülebileceğini vurguladı. AB'nin Brexit ve Doğu ve Orta Avrupa'ya genişleme politikalarının olumsuz sonuçlarını deneyimlediğini belirten Güvenç, birliğin sürdürülebilir bir proje olmaktan çıkmasına rağmen dağılıp yeniden bir araya gelme olasılığına atıf yaptı. Güvenç bu noktada birliğin altı temel üyesinin altını çizip, merkezi rol oynanabilmesi ve yeniden bir ‘başarı öyküsü' üretilebilmesi için çevre ülkelerle ilişkilerin tanımlanmasının önemine dikkat çekti:
‘TÜRKİYE COĞRAFİ OLARAK AVRUPA İLE ÖRTÜŞMEYE DAHA YATKIN'
ABD ve AB arasında yaşanacak Transatlantik yarılmalarının Türkiye açısından ise ‘güvensizlik yaratacağı' görüşündeki Güvenç, yine de bu durumun Ankara'nın dış politikada hareket sahasının genişlettiği ve daha özerk hareket edebilme imkanı yarattığını vurguladı. Güvenç'e göre ekonomik olarak AB pazarı, askeri olarak ABD ile ilişkileri sürdürmek durumundaki Türkiye, bu gerilimde daha fazla Avrupa ile hareket eder hale gelebilir: