Konuyla ilgili Sputnik’e konuşan TÜRKSAM Genel Sekreteri Ahmet Gencehan Babiş, şu değerlendirmelerde bulundu.
Olaya ilişkin pek çok söylenti ve iddia söz konusu. Bu konuda sizin görüşünüz nedir?
''Bu eylemin ne şekilde gerçekleştiği, kurulan araştırma ve inceleme komisyonunun nihai raporunda belirlenip açıklanacak. Ama söz konusu olayla ilgili şu ana kadar yapılan açıklamalara, sinyallere, ipuçlarına baktığımız zaman bunun anlık bir provokasyondan ziyade planlı ve organize bir şekilde işlenen bir eylem olduğu karşımıza çıkıyor. Öte yandan bazı adli tıp uzmanlarının Suudi Arabistan’dan geldiği gibi bazı tespitler var. Ama yine de olay hakkında derinlemesine bir değerlendirme yapmak için, komisyon tarafından yerine getirilen incelemeleri içeren nihai raporu görmek daha isabetli olacaktır''.
Bu olay uluslararası kamuoyunda ve özellikle Batı’da büyük bir yankı uyandırdı ve Suudi Arabistan yönetimi Batılı liderler tarafından sert eleştirilere maruz kaldı. Peki sizce bu eleştirilerin somut bir sonucu olacak mı?
Öte yandan Suudi Arabistan, gerek insan hakları gerek özgürlükler noktasında ciddi sıkıntıları olan bir ülke. Yalnız bu, uluslararası kamuoyunun gündemine çok fazla gelmiyor. Çünkü Suudi Arabistan, belli ticari anlaşmalarıyla bunları tabiri caizse tazmin edecek şeyler yapıyor ve bu yolla bu kısıtlamaları ve bunlar üzerindeki baskıları engellemeye çalışıyor''.
''Kaşıkçı olayı evet, Türkiye’de gerçekleşti. Ama 15 Temmuz darbe girişimi de Türkiye’de oldu ve Fethullah Gülen’in de Amerika’da sadece bir ikamet izni var. Kaldı ki ABD’nin, bir müttefik olarak Türkiye’ye Fethullah Gülen’i iade etmesi, ABD ile Türkiye arasında azalan güvenin inşası açısından ilk adım olacaktı. Ama şu anda bununla alakalı bir emare yok. Aslında bu durum ABD’nin, ikamet izni ve ikili ilişkiler konusunda çifte standartlı politikaları benimsediğine dair açık göstergesidir''.