Kaşıkçı'yı "çok cesaretli, cömert ve çok cesur bir adam" olarak yad eden iki kardeş, "Babamızın cesedi bize verilmeden, ailemiz yas tutamaz ve bu konuyu kapatamaz" diye konuştu.
'TEK İSTEĞİMİZ BABAMIZI MEDİNE'DEKİ EL BAKİ KABRİSTANI'NA DEFNEDEBİLMEK'
Salah Kaşıkçı, "Şu anda tek istediğimiz, babamızı Medine'deki El Baki Kabristanı'na ailesinin diğer üyelerinin yanına defnedebilmek. Suudi yetkililerle konuştum, umarım en kısa zamanda bunu gerçekleştirebiliriz" dedi.
'BİZDE CEVAPLAR YOK'
Salah, babasının, çocukları ve torunlarına yakın olmak için Washington'dan Türkiye'ye taşınmak istediğini dile getirdi.
Cidde'deki bankacılık işine kısa zamanda geri dönmeyi düşündüğünü kaydeden Salah, babasının ölümünden kısa bir süre sonra Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile tokalaştığı fotoğrafın yanlış yorumlandığını dile getirdi.
Soruşturmanın bitmesi ve gerçeklerin ortaya çıkması için beklediklerini kaydeden Salah, "Kral bu işe karışan herkesin adalete teslim edileceğini söylüyor. Buna inanıyorum. Bu olacak." değerlendirmesinde bulundu.
'İNŞALLAH HUZUR İÇİNDE ÖLMÜŞTÜR'
'CEMAL HİÇBİR ZAMAN BİR MUHALİF OLMADI'
Cemal Kaşıkçı'nın Müslüman Kardeşler üyesi olduğuna yönelik iddialara, Abdullah şöyle yanıt verdi: "Bunlar sadece babama yapıştırılan etiketler, insanlar onun makalelerini okuyup derinine inmiyorlar. Bir insana etiket yapıştırmak kolaylarına geliyor. Cemal hiçbir zaman bir muhalif olmadı. Monarşiye ve bunun ülkeyi bir arada tutan unsur olduğuna inandı. Ülkesinin içinden geçtiği dönüşüme de yürekten inanıyordu."
CNN'in haberinde, Salah, Abdullah ve kız kardeşleri 27 yaşındaki Noha ile 25 yaşındaki Razan'ın, hala Ortadoğu'da çalıştığı kaydedildi.
KAŞIKÇI CİNAYETİ
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'dan, 2 Ekim'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna girdikten sonra haber alınamamıştı. Suudi Arabistan yönetimi, 18 gün sonra gazeteci Kaşıkçı'nın konsoloslukta öldürüldüğünü kabul etmek zorunda kalmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada ise "Maktul Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim 2018 tarihinde, evlilik işlemleri için girdiği Suudi Arabistan Krallığı İstanbul Başkonsolosluğunda, daha önceden yapılan planlama doğrultusunda, başkonsolosluk binasına girer girmez boğularak öldürülmüştür. Cesedi, boğularak yine önceden yapılan planlama doğrultusunda parçalanarak yok edilmiştir." ifadelerine yer verilmişti.