'VELİAHTI DIŞARDA TUTMA ÇABASINA DARBE'
Haberde, "Kahtani'nin bu cinayetteki muhtemel rolü, Suudi Arabistan'ın Veliaht Prens'i bu işin dışında tutma çabalarını da zora sokuyor" ifadesi kullanıldı.
Habere göre, Prens Muhammed bir taraftan ülkesinde sosyal reformlar yaparken, Prens'in en yakınındaki isimlerden Kahtani de muhalif seslere karşı sıfır tolerans politikası yürüttü ve basın danışmanının radarına giren ilk kişilerden biri Kaşıkçı oldu.
'ÖNCE GERİ DÖNDÜRME ÇABASI'
Kahtani, önce Kaşıkçı'nın bazı vaatlerle kandırılarak Suudi Arabistan'a dönmesini sağlamak istedi ve Suudi gazeteciye "Veliaht Prens editörlüğünüze değer veriyor. Sizi tekrar Suudi Arabistan'da görmek istiyor" mesajını gönderdi. Kaşıkçı'nın ülkesine dönmemesi üzerine Suudi yönetimi gazetecinin oğlu Salih'e ülkeden çıkış yasağı koydu ve İstanbul'daki başkonsolosluktaki cinayet planlanmaya başlandı.
'2 EKİM'E RANDEVU VEREN KONSOLOSLUK GÖREVLİSİ KAHTANİ İLE TEMASTAYDI'
Kaynaklara göre, Kaşıkçı'ya İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda 2 Ekim tarihi için randevu veren konsolosluk görevlisi de Kahtani ile sürekli iletişim halindeydi. Prens Muhammed bin Selman'ın en güvendiği bir diğer isim olan Suudi Arabistan İstihbarat Şefi Yardımcısı General Ahmed el-Assiri de Kahtani'den aldığı emir doğrultusunda suikast timini topladı.
'UÇAKLARI DA GÖNDERDİ'
'NE KAHTANİ NE ASSİRİ TUTUKLANDI'
Şu anda her iki yetkilinin de soruşturma altında olduğunu aktaran kaynaklar, ne Kahtani ne de Assiri'nin tutuklandığını ifade etti.
Kahtani'nin yerli basın üzerindeki kontrolü artırdığı, ayrıca sosyal medyada yazılanların kontrol edilmesi için 3 bin kişiden oluşan bir heyet kurduğunu dile getiren kaynaklar, Kahtani'nin kadın hakları savunucularını susturmak için de kampanya yürüttüğü bilgisini paylaştı.
Ayrıca kaynaklar, Katar krizi, kadın hakları aktivistlerinin susturulması gibi Muhammed bin Selman'ın en tartışmalı kararlarına Kahtani'nin öncülük ettiğini kaydetti.