2 Ekim'de Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu'na girdiğinden beri kendisinden haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğü kesinleşirken, ABD'nin New York Times (NYT) gazetesi, zanlıların Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'la (MbS) yakın ilişki içinde olduğunu yazdı.
Habere göre Türkiye'nin zanlılardan biri olduğunu saptadığı Mahir Abdülaziz Mutreb, Suudi Veliaht Prensi'ne her nereye giderse eşlik ediyor.
Mutreb'in MbS'ye ABD, Fransa, İspanya ziyaretlerinde eşlik ederken fotoğraflarını yayımlayan gazete, "birlikte uçaktan Paris ve Madrid'e inerken, ABD'nin Houston, Boston kentleri ve New York'ta Birleşmiş Milletler merkezini ziyaretlerinde muhafızlık yaparken görülüyor" diye ekledi.
"Türk yetkililer, Mutreb'i, Kaşıkçı'ya suikast düzenleyen Suudi ajanlar ekibinin bir üyesi olarak niteledi."
Suudi Veliahtı'nın ziyaretlerinde korumalığını yapan Mutreb'in 2007'de Suudi Arabistan'ın Londra Büyükelçiliğine diplomatik bir görevle atandığı da kaydedildi.
Suudi kraliyet ailesiyle çalışan Fransız bir profesyonel, 2. zanlının Prens Muhammed ile seyahat eden güvenlik ekibinin bir parçası olan Abdulaziz Muhammed el Hawsawi olduğunu söyledi.
Suudi medyasından çıkarsandığı kadarıyla 3. zanlı Thaar Galib el Harbi, geçen yıl prensin Cidde'deki sarayını korurken gösterdiği cesaretten dolayı kraliyet muhafızlarında teğmen rütbesine yükseltildi.
Muhammed Saad el Zahrani olarak kimliği belirlenen ve başka bir kimliğe ait pasaportla seyahat eden 4. zanlının da kraliyet muhafızı olduğu kaydedildi.
Gazetenin işaret ettiği kişi Suudi Adli Tıp Kurumu Başkanı benzeri bir pozisyonda bulunan Salih el Tubaygi.
Cinayetin ses kaydıyla ilgili haberlere göre Tubaygi, Kaşıkçı'yı masaya yatırıp kemik testeresiyle kesmeye başlarken kulaklık takıp müzek dinlemeye koyuldu, yanındakilere de aynısını yapmalarını tavsiye etti.
NYT şu değerlendirmeyi yaptı:
"Kaşıkçı'nın ölümünde sorumluluğun ne kadarının 33 yaşındaki Veliaht Prens'te olduğu hem Batı hem de kraliyet ailesinin gözündeki itibarı açısından belirleyici bir etken haline geldi. Kendisini reformcu olarak sundu ve bu imajla Beyaz Saray'ın Ortadoğu politikasını etkilemeye ve Batılı yatırımcıları ülkesine çekmeye çalıştı. Ama Washington Post için de yazan gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın katledilmesi, ülkesini Yemen'de feci bir savaşa sokmaktan Lübnan Başbakanı'nı kaçırmaya uzanan önceki yanlış adımlarının çok ötesine geçen, tiksinme düzeyine varan bir uluslararası ters tepki yarattı."
Bu 15 kişiden en az 9'unun Suudi güvenlik servisleri, ordusu ve diğer hükümet organları için çalıştığının kendi gazetecilik çalışmalarında da teyit edildiğini aktaran NYT, bilgi toplarken yüz tanıma sistemi yazılımı, halka açık kayıtlar, sosyal medya hesapları, Suudi cep telefonu numaraları altyapısı, Suudi haberleri, sızdırılmış Suudi belgeleri ve Suudi Arabistanlı tanıkları kullandıklarını kaydetti.