Kaşıkçı olayı ve Türkiye-Suudi Arabistan-ABD üçgeninde ilişkileri nasıl etkileyeceğini 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı Cahit Armağan Dilek ile konuştuk.
‘SES KAYDINDAN BAHSEDİLİYOR, ORTADA SES KAYDININ BİR DÖKÜMÜ YOK'
Cahit Dilek, Kaşıkçı olayının açıklığa kavuşmamasının nedeni olarak kimsenin sonucunda nasıl etkileneceğini kestirememesi olarak gösterdi. Kaşıkçı'nın kaybolduğu gün bir ses kaydından bahsedildiğini hatırlatan Dilek, henüz kamuoyuna böyle bir ses kaydın dökümünden bahsedilmediğini belirtti:
‘ABD, TÜRKİYE'Yİ EN ZAYIF ANLARINDAN BİRİNDE YAKALADI'
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İlnur Çevik'in Yeni Birlik'te yayımlanan yazısını değerlendiren Dilek'e göre bu yazı, Kaşıkçı olayı ile ilgili Türkiye'den hala neden resmi bir açıklama gelmediğini, soruşturmanın yavaş ilerlediğini ortaya koyuyor. Dilek, aslında Suudi Arabistan ile Türkiye arasında krize neden olabilecek bu olayın büyümediğine dikkat çekti, ABD'nin aracılığıyla İran'a karşı Türkiye —Suudi Arabistan işbirliğinin gelişebileceğini ekledi:
‘İHVANCILARIN SON KALESİ İSTANBUL'
Dilek'e göre ihvancıların son kalesi İstanbul ve Suudi Arabistan bu yüzden Kaşıkçı olayı ile Türkiye'ye bir mesaj vermek istedi. Dilek, Brunson'ın bırakılmasının Türkiye'nin çıkarları için kullanılamayacağını belirtti:
‘HEDEF TÜRKİYE'NİN SURİYE KUZEYİNDEKİ PYD YAPILANMASINI KABULLENMESİ'
Dilek, ABD'nin Menbiç'te oyalanmasının hedefinde Türkiye'ye Suriye'nin kuzeyindeki PYD yapılanmasını kabullenmesi olduğunu ifade etti. Brunson'ın tahliye edildiği ve İdlib mutabakatının yapıldığı gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ısrarla Fırat'ın doğusunu gündeme getirdiğine dikkat çeken Dilek, Erdoğan'ın iç kamuoyundaki gündemi değiştirmeye çalıştığını söyledi: