Partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, enflasyonla mücadele planını 'Esnafla mücadele planı' olarak yorumladı.
Akşener, "Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlar vatandaşın cebini yakıyor. Faturalardaki yüksek artış, vatandaşı borç sarmalına sürüklüyor. Bu sıkıntılı dönemde öncelikli olarak yerli ve yabancıya güven sağlanmalı. Türkiye bunu hak etmiyor" diye konuştu.
Akşener'in açıklamalarından satır başları şöyle:
— Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlar vatandaşın cebini yakıyor. Milletin yaşadığı sıkıntıya ancak damat kadar ciddiyetle yaklaşabilen bir iktidar var. 'Elektrik faturasından TRT payını kaldırın' diyoruz ses yok. 'Adaleti tesis edin, vatandaş adalete güvensin' diyoruz ses yok. Bizi dinlemiyor ama ABD'nin her sözünü dinliyor, yerine getiriyor.
— Geçen hafta açıklanan cari açık rakamlarını yandaş medya yorumlamaktan aciz. Türkiye uzun bir aradan sonra cari açık vermedi. Borazanlar yeni ekonomik programın zaferi diye verdi. Şimdi sorarım size, eylül ayında açıklanan program nasıl oluyor da Ağustos rakamlarına etki ediyor? Bir çuval un kaça para olmuş, bir koli yumurta kaça? Onun umurunda değil. Gübreden mazottan, sütten, mamadan haberi yok.
'İN DEMEKLE İNİYORSA İŞSİZLİĞİ İNDİRİN'
— Meğer başımıza bütün bu çorapları ören bakkallar, pazarcılar, fırıncılarmış. Bütün esnaf kafa kafaya vermiş, ekonomiye karşı saldırıya geçmiş. Açıklanan enflasyonla mücadele planının özeti bu, enflasyonla mücadele planı değil esnafla mücadele planı.
— Bu kafayla ilerlersen esnaf sattığı ürünün yerine bir şey koyamaz hale gelecek. Raflar boş kalacak. Yıllar sonra kıtlıkla karşı karşıya kalacağız. İn demekle iniyorsa hadi bakalım işsizliği indirin.
'AK PARTİ'DEN SESLER KOROSUNU DİNLEMEK İSTEMİYORUZ'
— Hizaya çekemeyecek, diz çöktüremeyeksiniz. Boykotlar, karartmalar bizi durduramayacak ve emin olun ki güneşi balçıkla sıvayamayacaksınız. Artık İYİ Parti var. Şef Erdoğan yönetiminde AK Parti'den sesler korosunu dinlemek istemiyoruz ve dinlemeyeceğiz. AK Parti ile CHP'nin halat çekme yarışına benzeyen seçim düzenini sona erdireceğiz.
— Bu papaz meselesi öyle bir mesele ki sussam olmaz, söylesem memleket bizim. Yaptığından utansa devlet aşkına susacağız. Ama bakıyoruz pişkinlikte sınırları yok. Yine inkar edip 'ajan demedim, ajans dedim' diyecek, 'casus demedim bir sus dedim' diyecek. 'Bu fakir bu görevde olduğu sürece alamazsın' diyordun, biz de içimizden 'atma Recep din kardeşiyiz' dedik. Yine endişemizde haklı çıktık.
— Buradan soruyorum. Bu papaz ajan değilse, FETÖ'cü, PKK'lı değilse niye içeri attınız? Yok eğer bu suçları işlediyse niye bıraktınız? Bağımsız mahkemeler masalını geç Sayın Erdoğan, bize yuttaramazsın. 12 Ekim'den önce ABD'de hazırlıklar yapıldı, papazı karşılayacak komite hazırdı, uçak piste çekildi. Ajanlık yok, aldığı ceza örgüt üyeliğinden öyle mi? Kimi kandırıyorsunuz. 'Al papazı ver papazı' diyordun, papazı verdin gitti, peki kimi aldın? FETÖ'nün elebaşını alabildin mi, PKK'nın elindeki iki istihbaratçımızı alabildin mi? Yargımızın başına çuvalı bizzat sen geçirdin.