‘Türkiye’ye 1.6 milyar müşteriyi seçenekli satış getirecek’

E-ticaretin hacmi tüm dünyada hızla artıyor. Türkiye de bu hıza ayak uydurmaya çalışırken özellikle döviz kurlarındaki artış yüzünden ülkenin satış yapma için şansı daha da büyüdü. 1.6 milyar müşteri ve 3.4 trilyon dolarlık satış potansiyeli olan pazar, ükenin geleceği için çok önemli fırsatlar barındırıyor. DHL Express'te Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Boğaç Özsan, Yeni Şeyler Rehberi programında e-ticaret korusunda atılması gereken adımları sıraladı:

‘TÜRKİYE'NİN SATABİLECEĞİ ÜRÜN YELPAZESİ ÇOK GENİŞ'

"2018 yılı itibarıyla çevrimiçi müşteri sayısı 1.6 milyar. Her an bir şeyleri almaya hazır böyle bir potansiyel müşteri kitlesi var. Bu müşterilerin toplam ürettiği ciro 3.4 trilyon dolar. Bunun da 900 milyar doları ülkeler arası çevrimiçi ortamda satılıyor. Kişiler ülkeler arası satışları tercih ediyorlar. Tüketici kesimindeki milenyum sonrasında doğanların ciddi etkisi var. Yeni nesil tüketicilerinin satın alma alışkanlıkları ve e-ticaret beklentileri hız esneklik ve kolay iade. Gençler ne istediğini iyi biliyor. Özellikle e-ticaret birçok insanı zaman içinde müteşebbis ruha doğru itti. Herkes kafasındaki fikirleri hayata geçirmek için motive oldu. Bugün çok popüler Instagram'dan bile satış yapabiliyorsunuz. Birçok birey buna ilgi gösteriyor. Biz uluslararası taşımacılık yapıyoruz ve ticaretin nabzını tutuyoruz. Bunu değerlendirdiğimizde bir bütün olarak taşıma yaptığımız gönderilerin yüzde 15'i e-ticaretti. Bugün bu rakam yüzde 28 oldu. Avrupa için yüzde 35 oldu. İngiltere için yüzde 50 seviyesinde. Bu da hızlı hava taşımacılık sektörünün kabuk değiştirdiğini gösteriyor. Türkiye'de geçen sene bu pay yüzde 10 iken bu sene yüzde 13 oldu. Bu bize yurt dışına satılabilecek fırsatlar olduğunun göstergesi.

Yurt dışı olduğu zaman satışlarda çekinebiliyoruz. Bu bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor. Yurt içine yapabildiğiniz kadar dışarı da satış yapma olanağına sahipsiniz. Yurt dışına sattıklarımızla aldıklarımız arasındaki farkı yavaş yavaş kapatıyoruz. Yurt dışına açılmakla ilgili tereddütler var. Hangi pazara hangi ürünü satmalıyız konusunda kendimizi doğru konumlandırmak gerekiyor. Biz burada çok geniş bir ürün gamına sahibiz. Peştemaldan zeytinyağına kadar uzanan kategorilerimiz var. Pazarı doğru belirlememiz lazım. İnternet sitemizin İngilizce veya gittiğimiz Pazar dillerinde hizmet veriyor olması lazım. Web tabanlı analizlerle satışlarımızı artırmak mümkün. 'Similar Web' dediğimiz analiz uygulamasının bedava sürümü bile var. Biz taşımacılığını yaptığımız kurumlara teknik destek bile veriyoruz. Tasarımdan hangi ülkelerden ne kadar tık alındığına, ödeme sistemlerine kadar destek verebiliyoruz.

Mikro ihracat diye tanımladığımız buradan internetten yaptığımız satışları basitleştirilmiş usulde gönderme imkanı sağlıyoruz. 7500 euro ve 150 kiloya kadar hiçbir ücret ödemeden gönderme imkanı tanıyoruz. Bunu çok ciddi yapan e-ticaret şirketlerimiz var ki günde yurt dışına 500 paket gönderiyorlar. Bundan 2 sene sonra aynı rakamlar 1500'lere gelebilir. Her ülkenin belirlediği minimum gümrük tutarları var. Türkiye'de 22 euro'nun üstündeyse AB için üzde 18 diğerleri için yüzde 20 vergi veriyorsunuz. BU oran ABD için 800 dolar. Her birinin farklı uygulamaları var. Artan döviz kurlarıyla beraber Türkiye'den satış yapmak ciddi olarak daha avantajlı hale geldi. Satışları çok daha fazla artırabiliriz. Ortada bir alıcı var. Bu kişi ürünü bizden de alabilir, Japonya Rusya veya Danimarka'dan da alabilir. Sizin ulaşılabilir noktada olmanız lazım. İkinci kısmında e-ticaret kısmında baktığımızda tüketiciler mobil cihazlarla alışveriş yapıyorlar. Onlar aynı zamanda hızlı ve esnek teslimat istiyorlar. Eğer alternatifli bir teslimat seçeneğine sahip bir teslimatçıyla çalışıyorsanız bu gönderiye için çok pozitif yansıyacak. Bu, satın alan kişiyi çok rahatlatıyor.

Türkiye'nin uzun vadeli e-ticarette dünyada pozisyonlanması için katma değerli ürünleri ve sepet değerini artırması lazım. Sadece bir tane üründen ziyade oradaki alıcı birkaç parça alabilmeye motive olması lazım. Bunun için de farklı taşıma seçenekleriyle sepet değerini artırmayı hedefliyoruz. Hızlı ya da daha yavaş seçenekler sunulursa tüketicinin sepet değeri büyüyor."