'Davalar önemli isimlere ulaşınca aniden yön değiştiriyor'

Gazeteci Barış Terkoğlu, Seyr-i Sabah programında FETÖ davalarının doğasını ve son durumun değerlendirdi. Terkoğlu, davalar sürerken önemli isimlere yaklaşıldığında davaların aniden yön değiştirdiğini, başka bir noktaya doğru evrildiğini iddia etti.
Sitede oku

HSK Başkanvekili Yılmaz: Yargıda FETÖ bitti diyemem
Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanvekili Mehmet Yılmaz, yaptığı açıklamalarda 'FETÖ bağlantısı' nedeniyle işlemleri hâlâ devam eden hakimler ve savcılar olduğunu belirterek, "Şunu diyemem, 'Bitti'. Bitmesi mümkün değil zaten" ifadesini kullandı. Cumhuriyet gazetesi ve Oda TV yazarı gazeteci Barış Terkoğlu, Seyr-i Sabah programında FETÖ davalarının gidişatını değerlendirdi. Terkoğlu, Şamil Tayyar'ın dile getirdiği FETÖ borsası kavramını gündeme taşırken parası olanların davaların siyasi gücü ve kimliği olanlara yaklaştıkça yön değiştirdiğini iddia etti:

‘MEDYA YAZARLARI HUKUKİ PAZARLIKLARIN İÇİNDE'

HSK: Kumpas yapacak, delil uyduracak hakim savcı kalmadı
"Dün HSK başkanvekili de konuşmasında yargıdaki FETÖ hesaplaşmasının bitmediğini söyledi. Türkiye mükemmel bir hukuk devlet de diyebilirdi, dememesine seviniyoruz. FETÖ davalarına baktığımızda gözümüze çarpan tuhaflıklar var: Bu davalar özellikle bazı önemli isimlere yaklaştıkça bir anda yön değiştiriyor veya duruyor. Siyasi gücü ve kimliği olan isimlere yaklaştıkça duruyor. Yargıda bu işlerin iyi gitmediğinin göstergesi Şamil Tayyar'ın tanık olduğu FETÖ borsası. Özellikle parası olan sanıklar maddi kayıplarla beraat ediyor ve soruşturmadan kurtuluyor. Sıradan insanlar FETÖ bankalarından işlem yaptığı için yargılanırken iş adamlarına bir şey olmuyor. Bir iş adamı var. 36 sene boyunca bu yapılanmanın içinde Işık Sigorta'nın ve Gediz Üniversitesi'nin kuruluşunda iki şeyler karşılaşıyor: İktidara yakınlığıyla bilinen Topbaş ailesi, bu kişi içerdeyken hisselerini satın aldı ve yüzde 51 ile büyük ortağı oldu.

Bizzat Ahmet Küçükbay'a gelip bize para verirsen biz savcıları hakimleri arar seni kurtarırız diyenler var. Bu iş adamından para istenmesi sürecinde bir takım medya patronları devlere girmiş, yazarlar devreye girmiş. Sonunda tahliye gerçekleşmiş ve en alt sınırdan ceza almış. O dönemde bu gazetelerde bu iş adamlarının karanlık dosyaları yazılırken bir anda bıçak gibi kesilmiş. Bu gazetelerin yazarlarından biri ‘patronum bana yazmayacaksın o FETÖ'cüye dokunmayacaksın dedi' dedi. Bu iş adamına polis kendisine operasyon yapmadan biz seni kurtarmaya çalışıyoruz diyen medya patronları var. Eğer bir iş adamı parası ve hisseleri kullanılarak yargıdan kaçırılıyorsa o zaman şunu sormamız lazım: Bu yargının medyadaki ayağı kimdir?

'Yargıya FETÖ sızıntısı' iddiası: Hakim ve savcıların kura seçimi ertelendi
Verilen bu parayı kim alıyor? 15 Temmuz'da bu ülkenin 250 yurttaşı şehit oldu. Ama bir kesim kendisini bir takım karanlık siyasi ilişkilerin içinde. Ahmet Küçükbay 15 Temmuz sonrasında gazetelere tam sayfa ilanlar vermişler. Bir insanın mafyavari yollarla mallarına el konmasına iktisatta ilkel birikim deniyor. Şu an bu konuda polis ve savcının soruşturma yürüttüğünü biliyorum. Şu ana kadar içerde bazı şeylerin konuşulduğunu biliyoruz. Ama sizin de gördüğünüz haliyle bu gerekçeyle görevden alınan herhangi bir yargı görevlisi yok. Demek ki burada bir şeyler tam anlamıyla yapılmadı.

Her sabah operasyon yapılıyor. Uzun süredir yargıyla ilgili bir tasarruf yok. Türkiye'de haberlerde şunu görüyorsunuz: Yargı imamı yakalandı. Bu insan yargı imamıysa, yargıyı yöneten FETÖ'cülerin önemli adamları yönetiyorsa peki kimleri yönetmiş? Yargı imamı olarak yakalanmış şahıs kendisiyle beraber çalışan hakim ve savcılarla ilgili soruşturma bile açılmamış. Biz hukuk devleti oluncaya kadar bunları tartışmaya devam edeceğiz. TUSKON toplantısında yan yana oturan iki iş adamı var biri tutuklu diğeri ifadeye bile çağrılmamış. Yan yana oturuyorlar aynı ana alkışlayıp destek veriyorlar. Neden? Çünkü çağrılmayan iş adamı Cumhurbaşkanı'nın çocukları ve akrabalarıyla tanışıyor bazılarıyla iş ortağı. Türkiye'deki bu çelişkili hal hep devam edecek. Türkiye'de FETÖ kumpasları dönemi birden fazla ayağa sahipti. Bir ayağı polis, bir ayağı yargıda ama önemli bir ayağı basındaydı. Kimi zaman sahte deliller yayınlayıp kimi zaman bunlar üstüne kurulu propaganda yapanlar vardı. Bunlardan bazıları FETÖ ve AKP yol ayrımına gidince bölündüler. AKP tarafında kalanlara soruşturma gelmedi."

Yorum yaz