Başkan Yardımcısı Mike Pence, kayıp Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı ile ilgili soruşturmaya yardım etmeye hazır olduklarını dile getirdi.
'HER ŞEKİLDE YARDIMA HAZIRIZ'
Hugh Hewitt'in radyo programına katılan Pence, 'Suudi Arabistan'ın talep etmesi halinde Washington'ın İstanbul'daki konsolosluğa FBI teknisyenlerini gönderip göndermeyeceği' sorusunu "Bence ABD her şekilde yardıma hazır" diye yanıtlayarak ekledi:
"Özgür dünya cevap almayı hak ediyor. Bir Suudi gazetecinin Türkiye'de trajik şekilde öldürülmüş olması, küresel çapta basın özgürlüğü ve insan haklarına değer veren herkesi derninden endişelendirmeli. Dünyada özgür ve açık basını umursayan herkesi derinden rahatsız etmeli. Gazetecilere şiddet kınanmalıdır, ama henüz ne olduğunu tam bilmiyoruz. Yanıt talep etmeye, Amerikan halkının kayıp Suudi gazeteci için en içten endişelerini dile getirmeye devam edeceğiz "
Batılı haber ajanslarına ve Amerikan medyasına konuşan Türk yetkililer, Kaşıkçı'nın aynı gün İstanbul'a gelip konsoloslukta bulunan, aralarında Suudi Adli Tıp Kurumu Başkanı'nın da bulunduğu 15 Suudi yetkili tarafından öldürülüp cesedinin bir şekilde ortadan kaldırılıp konsolosluktan çıkarıldığına dair görüşlerini paylaşmıştı.
Pence, pazartesi günü yaptığı açıklamada da Kaşıkçı'nın öldürüldüğüne dair iddialardan derinden rahatsızlık duyduğunu, iddiaların doğru çıkmasının trajik olacağını dile getirdi.
Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, şeffaf şekilde yürütülecek tam teşeküllü soruşturma çağrısında bulundu.
TRUMP: BİLMİYORUM, KONUŞMADIM
İlkin endişeli olduğunu ifade eden Trump, dünkü açıklamasında Kaşıkçı'nın akıbetiyle ilgili hiçbir şey bilmediğini ve henüz bu konuda Suudi yetkililerle görüşmediğini söyledi.
'Suudi Veliahtı'nın bir muhalifi yurtdışındaki diplomatik temsilcilikte öldürtme cesaretini Trump'tan bulduğu' eleştirileri yapılıyor. Zira ABD Başkanı sıfatıyla ilk yurtdışı ziyaretini Suudi Arabistan'a yapmış olan Trump, BM'ye göre binlerce sivlin canını alan Suudi Arabistan'ın Yemen savaşına tam destek verdi, insan hakları ihlallerinden hiç söz etmedi. Suudi Veliahtı, geçen yıl Lübnan Başbakanı Saad Hariri'yi esir aldığında ve yüzlerce Suudi yetkiliyle prensi gözaltına alıp işkenceden geçirterek mallarına el koyduğunda da hiç sesini çıkarmadı.