Mahkemeden söz alan İnci'nin avukatı Bülent Demir, Ankara Barosu'nun davaya katılma talebinin reddedilmesini talep ederek, "Katılma hakları malumunuz suçtan zarar görmeye bağlıdır. Ankara Barosu'nun bu duruşmaya katılan sıfatıyla katılmaları usule aykırıdır. Salon dışarısına çıkarılmasını talep ediyorum" dedi. Demir'in bu talebini değerlendiren mahkeme, Ankara Barosu'nun katılma talebini reddetti.
'HAKARET AMAÇLI SÖYLEMEDİM'
Daha sonra söz hakkı verilen sanık İnci, "Önceki ifadelerimi tekrar ediyorum. Ben hakaret amaçlı hiçbir şey söylemedim. Herkesten özür dilerim, olaydan dolayı pişmanım. Ben buralara geleceğini düşünmemiştim. Beraatime karar verilmesini istiyorum" ifadelerini kullandı. İnci'nin avukatı Demir ise şunları kaydetti: "Müvekkilimin Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret ettiği iddiası, dosyadaki deliller ve iddianamedeki iddialar yetersiz ve mesnetsizdir. Müvekkilim öz çekimde bir kişiye ilişkin sevgisini veya o kişinin fiilini bireysel olarak değerlendirmiş, bunu da kamuya açık olmayan kendi gizli Instagram hesabından paylaşmıştır.
Savcının iddianamede ceza arttırım sebebi olarak ileri sürdüğü basın yoluyla neşir gerçekleşmemiştir. Cezanın yarı oranında arttırım talebi hukuka uygun değildir. Türkiye Cumhuriyeti devletinde herkes bir kişiyi sevip sevmemekte özgürdür. Bir siyasi lider ve 1. cumhurbaşkanı olarak müvekkilim sevmediğini hür iradesiyle beyan etmiştir. Bu ise suç olamaz. Türkiye'yi kurtarıp kurtarmadığı cümlesiyse zaten profesyonel tarihçilerin tartıştığı bir konudur.
'HAKARET DEĞİL, KIYAS'
Son sözü sorulan İnci, "Çok pişmanım herkesten özür diliyorum" ifadesini kullandı. Daha sonra kararını açıklayan hakim, İnci'nin "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret" suçundan 2 yıl 6 ay hapse çarptırılmasına karar verdi. Hakim, hükümle birlikte İnci'nin tahliyesine karar verdi.